Ana SayfaYazarlarEdip’in entelektüel yolculuğunun milliyetçi evresi

Edip’in entelektüel yolculuğunun milliyetçi evresi

 

Balkan Harbi’ndeki muazzam yenilgi Halide Edip’in muhayyilesini bir hayli meşgul etmiştir. Halide Edip, Padişah’a seslenerek, Türk kavminin mukadderatını, namusunu koruması için orduyu harekete geçirmesini ister:

 

“Kalk ey Sultan Mehmed! Din için, memleket, izzet ve namus için orduyu vazifesine çağırsınlar. Ya Sultan Mehmed! Atınla, tüfeğinle ecdadının namus ve izzetini, milletinin, toprağının hakkını muhafaza için orduya koş! Bir Sultan Mehmed’in aldığı toprakları çiğneten padişahın ismi yine Sultan Mehmed olmasın!”.

 

“İşte alnımın çizmeleri altında. Bütün toprakların ve mülkün ruhu, ecdadın yerlerde tekrar kanayan yaralarıyla feryat ediyorlar. Son ümit sende padişahım! hiçbir şey değilse bile kadınların namusu için padişahım, eğer Bulgar çizmesi altında kalacaksak, mukades ve pak namusumuzu ordu müdafaa etmeyecekse ölürken son Âl-i Osman namuslarımızı muhafaza için padişahıyla ve şehzâdeleriyle düşmanlarıyla son dakikaya kadar döğüştü tesellisi ile Allah’a gidelim!”.

 

Dönemin bütün belli başlı Türkçü aydınları gibi Halide Edip de Osmanlı Türkleri açısından Cihan Harbi’ni bir “Halâs Muharebesi” olarak görmüştür. Ona göre Osmanlı’nın bu savaşa girmesi kaçınılmaz bir olaydır. Halide Edip, Cihan Harbi’ni Türklüğün kin ve intikam günü olarak resmeder. Yıllardır bu fırsatın gelmesini beklediğini söyler:

 

“Bu mutlak olacaktı. Fakat belki otuz sene sonra. Bunu ben tâ çocukluğumdan beri evvelâ ırkımın bu kin ve intikam, bu halâs ve hayat gününü müphem bir elemle sezmiş, sonra onu kendi senelerimle, fikrimle, kalbimle, bütün hayatımla beraber büyüterek yaşıyordum. İşte azîm ve uzun bir hazırlıktan sonra yapacağımız bu halâs muharebesini bu gün yapmak için zaman önümüzde bir fırsat açtı”.

 

Halide Edip, Almanya ve Avusturya gibi askeri bakımdan son derece güçlü iki devlet ile ittifak halinde savaşa girmenin Rusya’ya karşı önemli bir hamle olduğunu, Almanlara yardım etmenin karşılığında Türklüğün büyük ittihadının gerçekleşeceğinin müjdesini verir:

 

“Askeri hazırlığın ve vesaitin en medeni ve fennisi ile mücehhez iki devlet, Almanya ve Avusturya Moskof’a harp açtılar. Onların başka düşmanları da olduğundan Moskofların galebe ihtimalini azaltmak için bu iki büyük devletle müttefikken silaha sarıldık. Bu, Almanlığa yardım etmek ve buna mukabil Türk’e büyük Türk ittihadını başlatmak, medeni ve çalışkan Türklerle dolu mamur Türk ülkeleri kazandırmak için oldu”.

 

Pek tabi bir entelektüel farklı yönelimleri olabilir. Ve bunlar zaman içerisinde değişebilir, esneyebilir veya tersine de dönebilir. Bu anlamda düşünsel tarihimizin mihenk taşlarında biri olan Halide Edip gibi önemli birini yaşadığı dönemin koşulları ve bağlamında değerlendirmek gerekir. Her ne kadar yukarıda bahsi geçen yazıların neşredildiği dönem bir milliyetçilikler çağı olarak adlandırılsa da Türk milliyetçiliğinin kendine özgü bir içeriği vardır.

İşte Halide Edip’in bu dönemde fikir dağarcığından süzülüp kalemine damlayan bu yazıları Türk milli kimliğinin inşasında anahtar bir rol oynamıştır. Bu minvalde Edip’in entelektüel yolculuğunun bu evresini de göz önünde bulundurmak elzemdir.

 

- Advertisment -