Ana SayfaYazarlarHayal tacirlerine karşı iktisada giriş

Hayal tacirlerine karşı iktisada giriş

“Asgari ücreti 1500 yapacaksınız, kaynak nerede?” sorusuna “yolsuzlukları önleyeceğiz kaynağımız olacak” demek, “ben aslında ekonomiden anlamıyorum” demektir.

Sıfır yolsuzluk ortamında bile bunu yapamazsınız.

Çünkü asgari ücreti ödeyecek olan siz değilsiniz.

Asgari ücreti emirle yükselttiniz diyelim: Sekiz işçi çalıştıran bir işletme, bu durumda üç işçiyi çıkarmak zorunda kalırsa ne yapacaksınız?

İşçi çıkarmayı da yasaklayacak mısınız?

**

Eğer bütün kaynak, “yolsuzlukları engelleyeceğiz ve paramız olacak”tan ibaret değilse, ne yapacaksınız?

Bu kaynak başlıca iki biçimde sağlanabilir: Üretilen milli gelir pastasından bir kesime düşen dilimi artırarak veya pastayı büyüterek.

Eğer birinci yol seçilecekse, yani milli gelir pastasından bir kesime düşen dilim artırılacaksa, bu durumda başka bir kesimin payı azaltılacak demektir. Örneğin eğitime ayrılan dilimin artırılması, ancak tarım sektörü veya başka bir sektör pahasına olabilir. Dahası, bu tür müdahaleler, özgürlüğü gittikçe daraltacak daha merkezi bir otoriteyi de beraberinde getirecektir.

Eğer ikinci seçenek söz konusuysa, yani pasta büyütülecekse, bu kez de bunun, iktidarın “neo liberal” diye eleştirilen ekonomi politikasından başka hangi yöntemle yapılacağının izah edilmesi gerekir.

Ve tabii aynı anda bu kadar geniş bir yeniden-dağıtımcı politikayla büyümenin nasıl entegre edileceğinin de gösterilmesi gerekir; ki bekleneceği üzere böyle bir çaba öteden beri yoktur.

**

Reel ücret artışı ekonomik gelişmeyle, verimliğin artmasıyla, büyümeyle olur, siyasi kararlarla, emir ve talimatla olmaz.

Ama toplum mühendisliği tam da böyle bir şey işte: Devlet eliyle etnik kimlik, din ve ideoloji belirlenebiliyorsa, ekonomi neden belirlenmesin?

Ne demişti 28 Şubat paşası? “Alacaksın boyayı, basacaksın parayı.” Öyle ya, piyasada para yok diyorlar. Para dediğiniz nedir? Kağıt ve boya değil mi? İkisinden de bolca yok mu? Var. Basın işte parayı, çözün ekonominin sorunlarını! Buydu MGK Genel Sekreteri olan orgeneralin çözümü. “Bizim elimizde olsa darphaneyi 24 saat çalıştırırız” demişti.

İşte şimdi ne mutlu ona. Çünkü artık onu anlayan siyasi liderler var.

İş, aş, iki ikramiye, çift maaş!

CHP’nin, MHP’nin ve HDP’nin asgari ücretle ilgili önerilerinin 1.500-2.000 civarında olması, 5.000 lira diyen Haydar Baş’tan niteliksel olarak farklı bir vaatte bulundukları anlamına gelmiyor. İktisadi rasyonaliteden bağımsız fiyat belirlemede ortaklaşıyorlar; sadece birininki fazlasıyla uçuk görünüyor, o kadar…

“2007 seçimleri öncesinde Projelerimi İstanbul 16. Noterliğine tasdik ettirdim. CHP kalktı sanki ilk defa kendisi yapmış gibi deklere etti. (…) Bütün projelerimi kendi projeleriymiş gibi anlatıyorlar. Bütün projelerimi çaldılar” diyor Haydar Baş.

Haksız mı?

**

Neyleyelim ki asgari ücret konusunda hükümeti daha liberal bir perspektiften eleştiren bir parti yok.

Oy hakkı olsaydı “uçan kuşa dubleks yuva” vadedebilecek ölçüde “rahat” bir dizi siyasetçiyle karşı karşıyayız.

Eh, madem iktisadı takmıyoruz, madem açık artırmaya girdik, bu durumda en makul seçenek Haydar Baş gibi görünüyor!

 

 

 

- Advertisment -