Ana SayfaYazarlarİdam üzerinden siyaset yapmayın

İdam üzerinden siyaset yapmayın

 

12 Eylül 1980 darbesinin en acımasız günleri. “Mamak Askeri Cezaevi”ndeyiz. 12 Mart 1971 darbesinde üç yıl yattığım Mamak, bir cehenneme dönmüş. 1974’te tahliye olurken, gardiyanlar, "Bir daha gelirseniz bu günleri ararsınız, korkunç bir cezaevi yapılıyor" demişlerdi zaten.

Öyle bir baskı var ki, tanıdığımız gardiyanlar bile yüzümüze bakıp selam vermeye cesaret edemiyorlar.

Yayıncı arkadaşımız İlhan Erdost, gözaltına alındığı askeri aracın içinde, daha birkaç gün önce, dövüle dövüle öldürülmüştü Mamak’ta.

"Kafes" adı verilen korkunç eziyet seanslarının yapıldığı mezbelelikte, saçlarımız keçi gibi kırkıldıktan sonra, kafamızda kanlarla hücrelere yollanıyoruz.

Hemen önünden geçtiğimiz hücrenin birinde Erdal Eren kalıyor. Onu, ülkücü Ali Bülent Orkan’la aynı hücreye koymuşlar.

Yüzleri sapsarı.

Sürekli dayak…

Ülkücüleri de astılar 

1980-1984 döneminde; 9'u ülkücü, 50 kişi idam edildi.

Bunların büyük kısmı, siyaseten idam…

27 Mayıs 1960'ta, bu ülkenin başbakanı ve iki bakanı asıldı.

12 Mart 1971'de üç devrimci genç idam sehpasında can verdi.

Sonuç olarak, bu ülkede idam, esas olarak, siyaseten gerçekleştirildi ve kalıcı toplumsal yaralara neden oldu.

Ülkücü siteleri, şarkıları inceleyin. 12 Eylül 1980 darbesinde idam edilmiş ülkücülerin acı öykülerini görürsünüz. Onların birçoğu, Devlet Bahçeli'yle aynı kuşaktandır ve onun eski dava arkadaşlarıdır.

Batı, o zaman da idamlara karşı çıkıyor ve bu yola başvuran iktidarları sert bir dille eleştiriyordu.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -