Musul, IŞİD’den kurtarıldı. Rakka’da adım adım sona yaklaşılıyor. Örgüte katılımlar da durma noktasında. Dünya kamuoyu hep aynı soruyu soruyor. IŞİD ne olacak? Yoksa sonu geliyor mu?
IŞİD sonrası dönem için “Evet, IŞİD’in sonu geliyor” diyenler olduğu gibi “Hayır” diyenler de var. Evet diyenler IŞİD üzerinden sürdürülen vekâlet savaşlarında sona gelindiğini, bu yüzden IŞİD’in kullanışlı bir enstrüman olarak rolünün bittiğini söylüyor.
Hayır diyenler toprak kaybının IŞİD’in sonu anlamına gelmeyeceğini, IŞİD’in Irak ve Suriye’de uzun vâdeli bir savaşa hazırlandığını, kendisini de küresel bir harekete dönüştürmeye çalıştığını belirtiyor.
Yeni cihat bölgeleri
IŞİD kurulduğu günden beri “kal ve genişle” stratejisi uyguladı. Ama yeni dönemde toprak kaybından dolayı bu strateji uygulanamayacak. O yüzden IŞİD daha çok “vatansız İslam Devleti” için faaliyet yürütmek zorunda kalacak.
Bu “vatansız İslam Devleti” için de örgüt liderliğinin bir B planı hazırladığı belirtiliyor. Bu plana ulaştığını iddia eden Batılı istihbarat kaynakları, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki militanlarını Libya, Yemen, Nijerya ve Horasan bölgesi gibi yeni cihat alanlarına sevk etmeye başladığını ifade ediyor. Buna göre IŞİD, özellikle Nijerya ve Horasan gibi ülke veya bölgelerde, dağ ve ormanlarda saklanmaya çalışıyor. Bazı gruplar da Mısır’ın kuzeyindeki Sina’ya çekiliyor. Yine Batılı istihbarat kaynaklarına göre, bazı IŞİD üyeleri de Afganistan ve Yemen’e gitmeye hazırlanıyor.
Batı tetikte
IŞİD için yolun sonunun görünmesi en çok Batılı ülkeleri endişelendirmiş görünüyor. Endişeliler çünkü onlar için geriye kalan bu savaşçıların “yalnız kurt”lar olarak eve dönüp eylem yapmaları ciddi bir ihtimal. Bu yalnız kurtlar yeni üyeler kazanabilir ve yeraltı networkunu yeniden canlandırabilir.
Batılılar için endişe kaynağı olan bir diğer olasılık da IŞİD’den geriye yeni IŞİD 2.0 versiyonunun kalması. Bu örgüt tarzını, online ilişki ile radikalleşen, rastgele şiddet eylemleri ile kimlik oluşturmaya çalışan bireyler yaratacak. Orlando’daki gece kulübü, San Bernardino, Nice’deki kamyon saldırıları bu tarz eylemlerdi. Bu eylemler IŞİD ideolojisine çok az vakıf olan kişiler tarafından planlandı ve gerçekleştirildi. Batı güvenlik literatüründe, IŞİD hiyerarşisine dahil olmayan ama Batı’da yaşayan ve son derece keskin bir kinle yüklü gençlerin IŞİD 2.0’a aday bir sempatizan kategorisi oluşturduğu, bunun da ciddi bir güvenlik riski yaratacağı yönünde, oldukça yaygın bir düşünce seslendiriliyor.
İŞİD küllerinden yeniden doğacak mı?
Bu sorunun yanıtı (a) Irak ve Suriye’deki duruma ve (b) IŞİD’i oluşturan kadroların gelecekte nasıl davranacaklarına bağlı. Iraklıların çatışma sonrası durumu nasıl değerlendirecekleri, Suriye’de nasıl bir nizam oluşacağı, ABD ve Rusya’nın IŞİD’in etkili oldukları yerleşim yerlerinde ne tür bir işbirliği veya oyun bozanlık sergileyecekleri, meselâ istikrarsızlaştırılan Irak ve Suriye’de Sünni nüfusun nasıl temsil edileceği, IŞİD’in kaderini yakından ilgilendirecek.
IŞİD mezhep gerginliklerini sömürme ve toplulukları terörize etmede çok başarılı oldu. Etkili yönetişim ve kitlesel bir taban uğruna, yine aynı şekilde etnik ve mezhepsel rekabeti kışkırtabilir. Bu stratejiyi özellikle merkezi kontrolün olmadığı yerleşim yerlerinde hayata geçirebilir.
Bu yeni taktik ve eylem stratejisi, Türkiye’yi de hedef konumuna getirebilir. Sıkıştırılan IŞİD üyeleri örgütlenmek ve kendilerini var etmek için Türkiye’ye yönelebilir. O yüzden Türkiye’nin IŞİD’i çok yakından takip etmesi ve markaja alması gerekecek. Zaten Batılı uzmanlar ve istihbarat kaynakları, söz birliği etmişçesine yeni dönemde zayıflayan IŞİD’in Türkiye için büyük bir tehlike haline geleceğini iddia ediyor.
Proje güncellenecek mi?
Ben IŞİD’in geleceğinde asıl belirleyici faktörün ABD ve İsrail istihbarat servislerinin takınacağı tutum olacağını düşünüyorum.
IŞİD 2016 yılında Musul, Rakka ve Palmira’da yaklaşık 15 bin savaşçısını kaybetti, ama çatısı altında hâlâ 40 bin yabancı savaşçı barındırıyor. Bu saatten sonra, bu on binlerce savaşçısına rağmen bir proje olarak başarılı olmasına imkân yok. Çünkü yeterince kirlendi, yıprandı ve deşifre oldu.
O yüzden hâlâ İŞİD’İ kullanmak isteyen servislerin önünde iki yol var. Ya proje güncellenecek. Bu da IŞİD’in yeni bir isim altında, yeni bir misyon ve rolle yoluna devam etmesi anlamına geliyor.
Ya da IŞİD formatlanacak. O zaman da IŞİD militanları El Nusra ve El Kaide gibi örgütlere geçer, onları daha büyük birer güç yaparlar. Nitekim IŞİD uzmanı Bruce Hoffman, CNN’e bazı militanların mücadeleyi sürdürmek için El Kaide’yi tek seçenek olarak düşüneceğini söylüyor.