Tarihimizin en heyecanlı, tahmini en zor seçimlerinden birisine gidiyoruz. Tek başına partiler var, ittifak listeleri var, Cumhurbaşkanı adayları var. Şimdiye kadar alışık olmadığımız karmaşık bir sistem… Cumhurbaşkanı adaylarından biri ilk turda yüzde 50'nin üzerinde oy alamazsa, 15 gün sonra tekrar seçim yapılacak.
Seçimlerden sonra neler değişecek? Olağanüstü yetkilere sahip bir Cumhurbaşkanımız olacak. İktidar tek kişinin elinde toplanacak.
Muhalefet ise, parlamenter sistemi geri getirmeyi vaad ediyor: Gereken koşullar oluşursa, kısa sürede "iyileştirilmiş parlamenter rejim" hedefleniyor.
Kritik, karmaşık, Türkiye'ye özgü bir seçimin arefesindeyiz. Anketler ve anketçilerin son günlerde sesi çok duyulmuyor. Onların da seçmen eğilimini saptamada zorlandıkları belli.
60 yıla yakın bir süredir heyecanla izlediğim genel seçimlerde, seçmen ortalamasının tercihlerinin, çoğu zaman, "makul", "sağduyulu" sonuçlara yol açtığını gözlemledim. Siyaset sahnesinden silinmeler ya da beklenmedik anda sivrilmeler hemen her seçimde yaşandı.
Kararsızlık ne demek
Seçmen kitlesinin ciddi bir kesimi, hala karar vermekte zorlanıyor.
İktidar ile muhalefet arasındaki kritik oy dengesi, "kararsızlar"ı söz sahibi kılıyor.
Güneydoğu, değişik sinyaller veriyor. HDP'ye ilginin arttığı izlenimi var. Güneydoğu'daki değişimin seçimin kaderini de değiştireceği konuşuluyor.
Son haftaların öne çıkan ismi, CHP adayı Muharrem İnce. İnce'nin, CHP'nin klasik yüzde 23-25'lik oyunu aşması, güçlü bir ihtimal gibi görünüyor.
İktidar, elindeki kozları kullanıyor. İmar affı, emeklilere 1000 lira ikramiye, borçların yeniden yapılandırılması, ucuz ev kredisi vb. yollarla, seçmenin gönlünü kazanmayı hedefliyor.