mavi ya da turkuvaz,
bence rengi, farketmez,
bir şapka dolusu martı
ya da balıkçıl çığlığı
bulup getirin bana,
size beyaz yelkenli
bir şiir yapayım ondan.
ya da bir tutam ışık,
en yakın yıldızlardan
bir tutam ışık getirin bana,
size felsefeden anlayan
bir şiir yapayım ondan;
bir avuç hüzün alıp getirin,
bir avuç derinlik, okyanusun altından,
size, sevgisiz ruhun nasıl
en uzak yıldız kadar yalnız
yapayalnız
olduğunuzu anlatan
bir şiir çıkarayım ondan.
bakın, diyorum ki size,
bana bir damlacık hakikat getirin,
ama insanın çamuruna
Tanrı’nın üflediği nefesten
yalnızca bir nefhacık hakikat,
size yeri, göğü, zamanı ve mekânı
içindekilerle birlikte
şakkadak kafasına
ve yüreğine sığdıran
bir şiir çıkarayım ondan.
bir şiir, bir şiir ki,
gönlünün kanatları uç veren okurları
turna katarlarının,
esin rüzgârlarının,
yağmur bulutlarının peşine takıverip,
kimini bilgi ağacının,
kimini şiir, kimini hikmet,
kimini muhabbet ağacının
Tanrı’ya en yakın
dallarından birine konduruyor…
8 Eylül 2013
Rüzgârların Mimarisi’ Kitabı