Esenyurt’ta CHP’li belediyeye kayyum atandı, ardından üç DEM Parti belediyesi kayyuma teslim edildi. Bir süredir MHP lideri Bahçeli’nin çözüm konusunda çıkışlar yaptığı bir ortamda, bu gelişmeler, siyasetin yönünü yeniden değiştirdi. CHP, kayyum atanmasını, seçilmişlerin yerini atanmışların almasını, halk iradesine bir müdahale olarak görüyor ve geniş çaplı bir direniş gösteriyor. Genel olarak ciddi bir gerginlik söz konusu.
Son haftalarda gündemimizi en çok etkileyen gelişmenin sözcüsü olan Devlet Bahçeli, bu zıt ortamda ne diyecekti? Belediyelere operasyon yapılırken onun Öcalan’ı sahneye sürmesine gösterilen tepkilere nasıl bir cevap verecekti? Meclis grubunda, Bahçeli’nin söyleyecekleri, merakla bekleniyordu.
Bahçeli, çözüme ilişkin projesinin arkasında: “Geçen hafta açıkladım, herkes konuştu, daha da konuşuyorlar. Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, ‘umut hakkı’ndan da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım.”
Bahçeli’nin çözüme yönelik bu çıkışı karşılıksız kalacak gibi görünmüyor. Öcalan’ın böyle bir açıklama yapma ihtimali olmadan, Bahçeli’nin bu senaryoyu devrede tutması mümkün mü? Devlet içindeki bazı güçlerin yeni bir çözüm perspektifi denediği söylenebilir. Bahçeli’nin bu ısrarının arka planındaki olguların neler olduğunu tam da bilmiyoruz. Bu bir ortak devlet projesi mi Bahçeli’nin kişisel girişimi mi?
Öte yandan bu projenin gerçekleşebilmesinin birincil aktörü, Abdullah Öcalan. Öcalan geçen hafta kardeşiyle yaptığı görüşmede, meseleye olumsuz yaklaşmadığını ifade etti. İkinci önemli aktör, Kandil. Onların böyle bir projeyi işlemez hale getirmesi ne oranda mümkün olabilir? Tabii en önemli aktör, Kürt halkının bizzat kendisi. Kürtlerin ezici çoğunluğu artık silahların bırakılmasını istiyor. DEM Parti de işte bu eğilimi yönlendirebilecek etkiye sahip.
Tabii çözümün başarıya ulaşabilmesi noktasında, aktörlerden biri de CHP. CHP’nin iknası, önemli. Özgür Özel, birkaç kez, böyle bir çözüme destek olabileceklerine ilişkin açık mesajlar verdi. Ancak kayyum atamaları CHP’nin sürece katılımını etkiliyor. Kürt meselesi eğer çözüme kavuşacaksa bu, bir dizi demokratik açılımla birlikte anlam ifade edebilir. Muhalefetin alanının genişlemesi, olumlu etki yapar. Bahçeli, önemli bir tezle, cesur bir tavırla ve yeni bir akılla, toplumun karşısında. Yumruklarla değil akılla konuşuyor. “Yaparım” diyor ve tutumunda ısrar ediyor. Tepkileri umursamıyor. Kayyum atamalarından memnun gibi bir hali de yok.
Bahçeli, projesini hayata geçirebilmek amacıyla başka adımlar da atabilir. “Hiçbir şey değişmiyor” denirken bazı yepyeni gelişmeler gündeme gelebilir. Ben bu çıkışın belli bir birikimin ürünü olduğunu düşünüyorum ve umudu korumaktan yanayım.