‘cam çocuklar’ varmış, ben yeni öğrendim,
cam çocuklar yaratmışsın, Allah’ım,
en ufak sadmede kemikleri
ince ipek derileri içinde
cam gibi hurdahaş olan…
onları düşününce, utana utana onlardan
ve analarından, babalarından, onların,
kendi çocuklarımız için
gizlice şükrediyoruz Sana
ve şükrederken de yere bakıyoruz
soran bakışlarımızı saklamak için Senden:
niye, Allah’ım, niye?
onca acıyı, soyutlanmayı,
kendi içlerine, diplerine doğru
onca kovalanmayı, o çocuklar
hiç mi hiç haketmedikleri halde,
niye, Allah’ım, niye?
yeryüzünün o en sabırlı, en aziz analarını
acıyla oya oya, herbirinden bir Meryem,
ve yeryüzünün o en mutekid babalarını
kederle yonta yonta, herbirinden
bir İbrahim mi, Yakup mu
çıkarmak istiyorsun?
niye, Allah’ım, niye?
niye, Allah’ım, niye?
hem aklı hem yüreği zorlayan
bir sınav sorusu mu bu,
bütün ötekiler gibi koyduğun önümüze?
ilham et, Allah’ım,
kerem et sorunun cevabını,
öğrenmek istiyorum
ve biliyorum, merak yolcuyu dinç tutuyor,
kısaltıveriyor Sana vardıran yolu.
27 Ocak 2014