Ana SayfaYazarlarKongre’nin getirdiği artılar ve eksiler

Kongre’nin getirdiği artılar ve eksiler

 

Birkaç hafta öncesi AKP’nin Kongre’si gözlemciler tarafından çok önemli bulunuyordu. Bu partinin bir iç değişim geçirip geçirmeyeceği sorusu öne plandaydı. Çünkü değişimin AKP’nin Türkiye’yi yönetebilme yeteneğini artıracağı öngörülmekteydi. Ancak birkaç gün kala Kongre bu anlamda önemini kaybetti. Oluşacak olan yönetimin bir pazarlık yapma ve denge kurma çerçevesine oturacağı anlaşılmıştı. Bu durumda reformist bir hamle beklentisi çok gerçekçi gözükmüyordu. Ancak şimdi Kongre’den bir hafta sonra geçilen dar boğazın ne denli önemli olduğunu konuşuyoruz. Çünkü AKP bu Kongre’ye gidilirken iç bütünlüğünü kaybetme riski ile karşı karşıya kaldı ve esas olarak Erdoğan’ın liderlik ve hakemlik gücü ve becerisi sayesinde yeniden kendi rayına oturdu. Bu noktada Davutoğlu’nun da sağduyulu davrandığının ve hatalı olabilecek bir çizgiyi zorlamadığının altını çizmek lazım.

 

Bir AKP Kongresini bu denli önemli kılan unsur, Türkiye’de hala anlamlı bir muhalefet partisinin olmaması… Bunu söylemek ilk başta kulağa garip geliyor. AKP’nin her yanlışının üzerini muhalefetin kötülüğünü bahane ederek örtmek isteyenler tabi ki mevcut. Ancak sorun şu ki, diğer partiler toplumla gerçek bir ilişki kuramadığı sürece, AKP’nin iç siyaseti doğrudan ülkenin istikrarını ilgilendiriyor. Diğer partilerde herhangi bir kopuş veya bölünmenin istikrarsızlık yaratma tehlikesi olmadığı gibi, istikrarı artırıcı bir yönü de olabilir. Ancak AKP için durum tam tersi…

 

Bunun nedeni sadece bu partinin yüzde 40-45 ile ülkenin en büyük siyasi hareketi olması değil. AKP’nin iki önemli farklılığı daha var: Birincisi topluma gelecekle ilgili gerçekçi bir tasavvur sunabilen, halka özgüven aşılayabilen, kimliksel sorunları çözme niyet ve iradesine sahip olan tek parti. İkincisi yanlış yaptığında seçmen tarafından cezalandırılırken, doğru davrandığında kendi geleneksel tabanını aşan bir destek bulma ihtimali olan tek parti. Dolayısıyla AKP’nin iç bütünlüğü ve dengesi ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarı için hayati önemde.

 

Bu Kongre partiyi bir arada tutma, yönetim kademelerinde paylaşım ve eklemlenme yaratma açısından bir eşiğin geçilmesini sağladı. Bundan sonrası Genel Başkan Davutoğlu’nun hareketin lideri olan Erdoğan’la birlikte bir ‘özeleştiri-restorasyon-inşa’ sürecini hayata geçirip geçiremeyeceğine bağlı. Bunun kurumsal alt yapısı Kongre’de atıldı. Bir ‘siyasi erdem ve etik kurulu’ oluşturularak siyasi ve ekonomik suistimallerin önüne geçilmesinin yolu açıldı. Ayrıca ‘insan hakları’ ve ‘şehir, çevre ve kültür’ alanlarında yeni iki Genel Başkan Yardımcılığı ihsas edildi. Bunlardan ilki Kürt meselesinde çözümü de içeren bir demokratikleşme ve reform stratejisinin meşruiyetini pekiştirecek bir denetim oluşturabilir. Diğeri ise usulsüzlüklerin engellenmesinden kentsel estetiğe uzanan bir yeni normun yerelde hayata geçmesine önayak olabilir.

 

Buradaki büyük eksiklik ekonomi alanında… AKP’nin iç dengelerinin son on üç yıla damgasını vuran ekonomi yönetimi tarafından yürütülen akılcı stratejiyi nasıl etkileyeceği bugün gündemin en kritik sorularından biri. Çünkü geçmiş tartışmalar ve alınan bazı tutumlar, muhtemel yeni kadroların hata yapma ihtimallerinin çok yüksek olabileceği konusunda bir algı üretmiş durumda. AKP’nin ve Başbakan’ın bu konuyu ciddiye alıp hem partinin hem de Türkiye’nin ayağını sağlam basmasını garanti altına alması gerekiyor.

 

- Advertisment -