Gitgide büyüyen siyasi krizin ortasında Başbakan Ariel Henry, Adalet Bakanı Rockfeller Vincent’ı görevden alarak, sadık İçişleri Bakanı Lİszt Quitel’i her iki bakanlıktan da sorumlu kıldığını duyurdu.
Bu karar üzerine Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri olarak dört yıldan daha uzun bir süre görev yapan Renald Luberice de çarşamba günü sosyal medyada paylaştığı bir mektupta, adaletin yerine getirilmesi için çalışmayan, hattâ onu engellemeye kalkışan birisine daha fazla hizmet edemeyeceğini söyleyerek istifa etti.
Henry, Luberice’in yerine derhal kendisine sadık Yönetim ve İnsan Kaynakları Ofisi Genel Koordinatörü Josue Pierre Louis’i atadı.
Ama son istifa Henry’yi Moise cinayetinde ana şüpheli konumuna getirdi.
Savcılar, 7 Temmuz’da, Devlet Başkanı Moise’nin öldürülmesinden hemen sonra Henry’nin telefon kayıtlarında iki şüpheli telefon aramasına rastlamıştı.
Henry’nin cinayeti işleyen ekipten Joseph Felix Badio ile görüşmeler gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştı. Üstelik uydudan elde edilen verilere göre Badio, Ariel Henry ile görüştüğü esnada suç mahallinde bulunuyordu.
Bunun karşısında Henry cinayetle ilgisi olduğu iddialarını tümüyle reddetti, ancak telefon kayıtlarıyla ilgili de herhangi bir açıklama yapmadı. Ayrıca salı günü kendisini şüpheli sıfatıyla sorgulamak ve yurtdışına çıkışını engellemek isteyen bir başsavcıyı da görevden aldı.
Başbakan Henry geçtiğimiz hafta, şüpheler bu kadar güçlü değilken, Moise’nin öldürülmesiyle ilgili röportaj yapmak isteyen gazetecileri reddetmişti. Yaptığı açıklamada gazetecilerin Haiti’nin kalkınmasını engellemeye çalıştıklarını öne sürmüştü.
Devlet Başkanı Moise cinayetiyle ilgili şu ana dek 18’i Kolombiyalı 40’tan fazla kişi gözaltına alındı. Ancak soruşturma çok az ilerleme kaydetti ve pek çok usulsüzlük açığa çıkmış durumda.
Soruşturmayı takip eden bazı yargı mensupları ölüm tehditleri aldıklarını açıklayıp korunma talep ederken, davaya bakan yargıç da görevden azlini istemişti.
Moise, beyin cerrahı olan ve ılımlı temayülleriyle bilinen Henry’yi, ülkedeki gergin siyasi ortamı yumuşatmak amacıyla cinayetten önce başbakanlık pozisyonuna atamıştı.
Ülkede iki yıl önce siyasi tıkanıklık meydana gelmiş, seçimler yapılmamış ve Moise de kendisini geçici devlet başkanı olarak atamıştı. Moise, öldürüldüğü güne dek ülkeyi kararnamelerle yönetmişti.
Fakat Henry’nin hükümeti için hiçbir anayasal dayanağı yok. Zira yemin dahi etmeden ülkede başbakan gibi hareket etmeye başlamıştı.
Henry, hafta sonu yaptığı açıklamada önümüzdeki yıl seçimlere gidileceğini açıklamış ve geçici hükümetini de böylece meşru kılmayı sağlamak istemişti.
Ancak ülkede siyasi kültür gelişmiş değil ve olası bir kargaşa kararnamelerle yönetimi kalıcı hale getirebilir.
Moise’nin öldürülmesinin ardından parlamentodaki en kıdemli senatör Joseph Lambert, geçici olarak başkanlığı sürdürmesinin anayasal bir görev olduğunu belirtmiş ve parlamentoda yemin edeceğini açıklamıştı. Ancak yeminin yapılacağı saatlerde parlamento binasının yakınlarında silahlı bir çatışma meydana gelmiş ve yemin ertelenmişti.