Hakan Dilek
Sevdim seni bir kere
Biz gerçekten ‘’adam seçmeyi’’ bilmiyoruz galiba. Sergen Yalçın’ın söylediği doğru aslında; ‘’Almanlar öyle karpuz seçer gibi adam almıyorlar ki. Futbolcuyu en az bir yıl izliyorlar öyle karar veriyorlar.
Doksanda asılı acımız
Cenazeye saygı da saygı duyana saygı da yine İslam’ın erdemleri arasında. Hz. Muhammed’in tanımadığı insanların cenazelerine saygıda kusur etmediği önünden geçen bir cenazeye saygı için ayağa kalktığı gözden kaybolana kadar sessizlik içinde izlediği rivayetten öte bir aktarmadır/doğrudur.
Milli bekçiler
Parçalanan insanların çığlıklarını içinde hisseden her insan evladı gibi orta sahada birbirine kenetlenmiş genç adamları görünce; ‘’Ben Habil’in bekçisi miyim?’’
Racona ters
Kasımpaşa-Rizespor maçının hakemi Deniz Çoban’ın dün gece maçtan sonra söylediği “Maç anında verdiğim kararlarda hatalıyım özür dilerim herhalde kariyerimin sonuna geliyorum.’’ Sözleri takdire şayandı. O anda kameralara açıklama yapan ‘mağdur takımın’ teknik direktörü Rıza Çalımbay’ın tavrı ise alkışlanacak başka hareket; ‘herkes hata yapar hocam siz hakemliği bırakmayın.’ Tamam sahalarımızda görmek istediğimiz hareketler bunlar ama racona ters.
‘’Şık’’ olmayan hareketler
Şenol Güneş Bursaspor’dan Beşiktaş’a bir teknik adam olarak yol alırken Timsahların başkanıyla girdiği diyaloglarda da geçen akşam maçın ardından Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’a yaptığı göndermede de hem sevenlerini, yanında olanları hem de muhataplarını üzmedi değil.
Hatice’nin güzel hatırına
Merkez yerine kenardaydı ortaları takip edeceği yerde değil bizatihi ortanın yapılacağı yerdeydi takımın yıldızı tribünlerin sevgilisiydi. Plase değil trivelaydı. Ve fakat ama...
Pereira, Van Persie ve yedek kulübesinin ağırlığı
Van Persie hazır değildi Fenerbahçe’ye geldiğinde. Titiz bir 30 gün geçirdi takımdan ayrı düz koşularda. Hazır olmak titizliğinin göstergesiydi. Hazır olmadığı anlarda da sahaya sürdüler Persie’yi ama sırıtmadı.
Değişik bir değişiklik anlayışı
Bu teknik direktörlük denilen şeyin zalim pırıltısı Hamza Hamzaoğlu’nu da etkiliyor. Bunu anladım. Son Rodrigez yerine Melo’yu oyuna alma-hamlesi-düşüncesinin de böyle bir gerekçesi olsa gerek.
Kalecinin penaltı anındaki endişesi
‘’Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi’’nde olduğu ve çizildiği gibi kaleciyi değil kaleciden çok Karaman’ı ve Kweuke’yi düşündüm. Karaman otoritesini gösterdi ve penaltıyı başka bir oyuncusu-Deniz-kullandı. Daha önce yaka paça atılan penaltıyı bütün görüntü kirliliğine rağmen düzgün bir vuruşla Kweuke gol yapmıştı. Fenerbahçe maçında penaltıyı kaçırdı Deniz...
Fırtına geri döndü
Şota Arveladze’nin maç sonrası açıklaması ilginçti; “Hocamı ilk defa yendim. Mutluyum. Böyle deneyimli bir teknik adam karşısında galip geldim!’’ Boynuz kulağı geçmiş, çırak ustasını yenmişti...
Dünyanın en şık çocukları
FİFA Yılın Futbolcusu ödülü için 3 isim var; Barca’nın Messi ve Suarez’i Real’in Ronaldo’su. Arjantinli Uruguaylı ve bir Portekizli ‘’En İyi’’ olmak için podyuma çıkacaklar
Barca’nın ederi
Büyük organizasyon çok acaip maçlar büyük hareketler şahane goller ve bittiği düşünülen ‘şık futbol’ bir kez daha sahne aldı ve tadı damağımızda kalacak anlatım güzelliği bıraktı bize. E varsa olay yazmak kolay.
Söyle o İsmail’e
‘’Söyle o İsmail’e!’’ Fenerbahçe’de başkanların soyunma odalarına kadar indiği, takımlarına taktik verdiği hocalara ‘sen şöyle çekil bi kenara!’ dediği ayniyle vakidir.
‘Ben yancı değilim’ Van Persie, Podolski, Q7 ve diğerleri…
Podolski.. Bu ismin sularımızda ne işi var? diye sordu transferi döneminde aklı evveller. Anlaşma yapabildiğin herkese formayı giydirebilirsin. Bunu bir anomaliymiş gibi sunmak da bizim garipliğimiz.
Allah vergisi; Emre Belözoğlu
Futbolda kendiliğinden yetenekli futbolcular için çok sık kullanılan bir terim var ''Allah vermiş!'' Yani kulun bi katkısı yok. Böyle ''topçulardan'' biri Emre Belözoğlu.
Zehir zemberek; Emre Belözoğlu
''Oldukça iyi'' idi evet. Futboldan ne beklediğini nasıl bir şey yapmak istediğini soranlara yanıtı da ''çok iyiydi'' ve kalbimizi kazanmıştı o zamanlar...
Bilic’in yüreği
Baba yarısı gibiydi Lucescu. Bilic de bir bakıma öyle.. Yaptığı açıklamaların ardından-hani şu aşçıya malzemeciye kadar herkese emeğini teslim ettiği konuşma-‘’sosyalist Bilic’’ demişti taraftarlar…
Dur Prandelli yürü Hamzaoğlu!
Gümülcineli sürgünü ailesiyle uluslararası anlaşmazlıkların sonucu nehirleri, dağları, tepeleri aşarak geldiği ve yıllarca kimliksiz/isimsiz yaşadığı Türkiye'de önce İzmir'de ardından İstanbul'da verdiği var olma mücadelesiyle anlamak gerekiyor sanırım.
Disiplinli, dürüst, enerjik, başarıya aç ve netice odaklı
Ne başkanın 5 disiplin adımının ne de gözgöze geldikleri anda birbirleri için düşüncelerinin bir önemi yoktu artık. Alleme-i cihan olsanız mağlup oldunuz mu işiniz biter Türkiye'de.
Şampiyon; Yerli Galatasaray
Galatasaray gibi hedef büyütmüş bir ekip iseniz yapacak üç şeyiniz var; kadronuzu bu hedefe uygun donatmak, iyi ve uygun teknik adamlar bulmak ve şampiyon olmak.
Dur Beşiktaş Vur Galatasaray!
Biri kendisini mutlaka kazanmak ve kazanarak duruşunu sürekli ileriye başka bir zenginlikle taşımak ve devler arasında sürekli olmak üzerine kurmuş diğeri ise bir sevdanın pençesi; ‘feda’sını bir şampiyonlukla süsleyip mahallenin ölmezliğine inanmak isteyen kocaman bir aile!