Ruşen Takva

Ruşen Takva, Pazarcık, Maraş ve Adıyaman'ı gezerek deprem sonrası görüntüleri topladı: "Televizyonda AFAD geldi diyorlar, biz burada soruyoruz 'yok' diyorlar", "Cenazemiz bozuluyor toprak altında, onu kaldıramıyoruz. Açız."

Serbestiyet’ten Ruşen Takva, Kahramanmaraş’taki son durumu ve AFAD’ın nasıl çalıştığını anlatıyor: “AFAD ekipleri enkazlarda termal kameralarla canlı arıyor. Varsa enkaza sesleniliyor. Ses de çıkarsa kurtarma çalışması başlıyor. Ama sadece termal kamerada canlı izi varsa bir sonraki enkaza geçiliyor. Vatandaşlar bu yönteme kızgın: “50 saat sonra nasıl ses çıkarsınlar.”

Gaziantep Nurdağı’ da oturduğu apartmanın enkazından çevredekilerin yardımıyla kurtulan Oktay Demiral: “Evi güvendiğim için arkadaşımdan aldım. Kasten öldürme bu, gözaltına alınsın. Depreme dayanıklılık belgesini kim verdi?”

Kahramanmaraş'ın Deve Pazarı bölgesinde enkaz kaldırma çalışmasını depremzedeler kendileri başlattı. Depremzedeler, bölgedeki su ve yemek sıkıntısı nedeniyle hasar gören binalardaki marketlerde bulunan suları aldı.

Serbestiyet muhabiri Ruşen Takva, depremin vurduğu Adıyaman’da: Karayolları kavşağı denilen bölgede 7 katlı, 5 katlı ve 4 katlı 3 ayrı bina 500 metrekare alan içerisinde yıkılmış. AFAD yetkilileri yok, enkaza İzmirden gelen jandarma ekibi müdahale ediyor. Ancak bir tane hilti olduğu için tek bir enkaza müdahale ediliyor.

Ruşen Takva, Serbestiyet için deprem bölgesindeki şehirleri dolaşarak izlenimlerini yazıyor: “Diyarbakır’a 20 km kala Silvan istikametine doğru yoğun bir trafik var. Diyarbakırlılar kenti terk ediyor.”

Yüksek enflasyon yüzünden meşhur Van kahvaltısının bitmek üzere olduğunu anlattığı bir röportaj veren Vanlı kahvaltıcı Faruk Yeter, anlattıklarından çok sıradışı saç modeliyle fenomen oldu. Yeter, hakkında sosyal medyada yapılan binlerce mizahi yoruma aynı nüktedanlıkla cevap verdi.

Van'ın Saray ilçesinde deport işlemleri sırasında Afgan uyruklu mülteci Leyla M.'ye tecavüz ettikleri gerekçesiyle tutuklanan 2 asker hakkında 'nitelikli cinsel istismar' suçlamasıyla iddianame hazırlandı. İddianameye göre askerlerden biri Leyla M.'nin üst aramasını yaparken elini iç çamaşırının içerisine soktu. Bu sırada diğer asker de aydınlatma için ışık tuttu. Leyla M. yaşadığı duruma itiraz edince askerler tarafından darp edildi ve diğer göçmenlerden ayırıldı. Ardından iki asker tarafından boğazından ve saçından tutularak hudut taşı çevresine doğru sürüklendi ve tecavüz edildi. Şüpheli askerlerin daha sonra İran topraklarına ittiği mülteci kadın, Türkiye tarafına doğru çığlık atarak koşunca olay ortaya çıktı.

İstiklal bombacısıyla telefonda görüşme trafiği çıkan ve telefonunun hack’lendiğini iddia eden MHP Şırnak Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan’ın ağabeyi Abdulvahap İlhan, 2012 yılında Suriye’de PKK tarafından alıkonulmuş, çözüm sürecinde serbest bırakılmış, istihbaratın yardımıyla Türkiye’ye dönmüş.

29 Ağustos günü Mezopotamya Ajansı’nın servis ettiği bir fotoğraf, bir anda tüm Türkiye’nin gündemine oturdu. 7 yıldır oğlunun cenazesini arayan Erzurumlu Ali Rıza Arslan, oğlu Hakan Arslan’ın kemiklerinin olduğu bir karton kutuyu Diyarbakır adliyesinden torba içerisinde teslim aldı. Serbestiyet, Arslan ailesi ile görüşmek için Erzurum’un Karayazı ilçesine gitti. İstanbul’da inşaatta çalıştığını zannettikleri 22 yaşındaki oğullarının Sur’da hendek olaylarında öldüğünü televizyondan öğrenen anne Melike Arslan: “Ben yıllardır oğlumun bedenini görmek için bekliyordum ama oğlumu, eşimin kucağında bir karton kutunun içerisinde televizyonda gördüm” diyor. Baba Ali Rıza Arslan ise o günü unutmuyor: “O an tüm Diyarbakır’ı kucağıma verseydiler ağırlığını anlamazdım.”

Van’ın Saray ilçesine bağlı Karahisar köyünde mültecileri taşıyan bir minibüse güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu, en az 2 kişi hayatını kaybetti. Onlarca yaralı var. Valilik olayda minibüsün tekerleklerinin isabet aldığını, seken kurşunlardan bir kişinin öldüğünü açıkladı. Serbestiyet muhabiri Ruşen Takva, Karahisar köyünde olayı araştırdı. Köylüler, açılan ateş sonrası kontrolü kaybeden minibüsün köyde bulunan çıkmaz sokağa girdiğini, kaçacak bir yeri kalmayan minibüse 2 korucu ve 1 uzman çavuştan oluşan kolluk ekibinin ateş açmaya devam ettiğini anlattı. Köylülerin gösterdiği fotoğraflarda bir çocuk ve bir kadının cansız bedeni açıkça görülüyor.

Havaya ateş açan ve bağıran askerler, çığlık atan kadınlar, zorla bir araca bindirilen bir adam… Önceki gün Van Başkale’den düşen görüntüler 90’lı yılları anımsattı. Jandarma’’nın Esenyamaç köyünde “örgüt üyeliği”, “kasten adam öldürme” gibi beş ayrı suçlamayla Mehmet Emin Atlı’yı gözaltına almaya çalışırken yaşanan olaylarla ilgili açıklama yapan Van Valiliği, köylülerin Jandarma’ya taş attığını iddia etti. Ne olduğunu yerinde görmek için Serbestiyet muhabiri Ruşen Takva, Van’ın Başkale ilçesine bağlı İran sınırına sıfır noktadaki Esenyamaç Köyü’ne gitti. Atlı’nın akrabaları örgüt üyeliği iddialarını reddediyor, Atlı’nın bir kan davası için arandığını söylüyor. Köy sakini olan Melek Atlı. “Kapıya geldiklerinde hoş geldiniz dedik cevap vermediler. Kaynanam için ‘Şehit karısıdır’ dedim “sus konuşma gerekirse silah dayarım kafasına” dediler. Çekim yapmak istedim bağırıp engel oldular. Çekim yaptığımda itip geri ittiler. Sonra kadınlara ve çocuklara tokat atmaya başladılar.”

Geçtiğimiz günlerde MİT Van’da düzenlediği bir operasyonla, Van’da yaşayan İranlı eski savaş helikopteri pilotunu kaçırmak isteyen İran ajanlarının yakalandığını duyurdu. Van, son zamanlarda İran’dan kaçan rejim muhaliflerinin sığındığı bir yer. İranlı ajanlar Van bağlantılı operasyonlarla önceki yıllarda bazı muhalifleri kaçırmayı başarmıştı.