Aynı şeyleri farklı sonuç alacağı inancıyla onlarca kez tekrarlayan ve her defasında kaybeden birileri, yeni bir teşebbüsü bir daha ve sonra belki bir daha denemeyi önerenleri bu argümanla eleştirebilir mi? Olgun insan gerçekle yüzleşebilen insandır. Gerçek şu ki, ‘kurucu ideoloji’yle girilen bütün seçimleri kaybetti CHP. Ve bu gerçek ortadayken, onu unutup “aynı şeyleri deneyerek…” eleştirisi yapmak olgun insanların tavrı olamaz.
ABD merkezli Reuters haber ajansı, dün (26 Haziran) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın adının da karıştığı bir yolsuzluk iddiasını haber yapmıştı. Ankara’dan bu habere sert tepkiler gelirken, iktidara yakın medya grupları da bu haber sebebiyle Reuters aboneliklerini sonlandırdıklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: “Gazetecilik tarihi açısından kara bir leke”, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: “Haberin içinde, hem “teyit edemedik” diyeceksiniz, hem de buna rağmen teyit edemediğiniz içeriği haberleştirerek, Sayın Cumhurbaşkanımız ve ailesi hakkında itibar suikastına yöneleceksiniz.” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: “171 yıllık bir medya kuruluşunun kendini açıkça küçük düşürmesinin acınası bir örneği.”
Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES Protokolü okullara imam atanacağı gerekçesiyle birçok sendika ve dernek tarafından protesto edildi. Projenin resmi amacı; “akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim sahibi bireyler yetiştirmek.” Proje kapsamında okullarda Değerler Kulüpleri kurulacak, bu kulüpler “Vatan, millet ve bayrak sevgisi temalı çalışmalar, Kandil günleri kutlamaları, meyve ve sebze tohumlarını çöpe değil, doğaya bırakılması, gazilere ve şehit ailelerine yönelik ziyaretler ve mektup çalışması” gibi etkinlikler yapacak. Eğitim-Sen ve Eğitim-İş laiklik ilkesine aykırılığı sebebiyle protokolü yargıya taşıdı. Diyanet yetkilileri ise ÇEDES Projesinin gönüllülük esasına dayalı olduğunu ve okullara imam atanması gibi bir uygulamanın söz konusu olmadığını söylüyor.
Son ayaklanma gösterdi ki Putin dışarıda da içeride de ciddi bir tepkiyle karşı karşıya. Wagner olayı bitmişe benzemiyor. Ülkenin bazı bölgeleri egemenlikleri altında. Koca Rus imparatorluğu, çürük bir sandalyede oturuyor. Dünyanın huzurunu tehdit ederken kendisi büyük bir huzursuzluğun içine yuvarlanmış durumda.