Türk tekstil sektörünün en prestijli organizasyonlarından Dosso Dossi Fashion Show, 11-16 Haziran tarihlerinde Antalya’da düzenlendi. Organizasyonda 150 markanın ürünleri sergilendi, 40’tan fazla ülkeden 6 bin profesyonel alıcı katıldı. Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan: “Katma değerli ürünler üreterek direnci yüksek, sürdürülebilir bir ekonomi inşa etmemiz mümkün. Tekstil, Türkiye’nin dış ticaretinde stratejik bir lokomotif olabilir.”
Çözüm Süreci’nin önemli isimlerinden eski AK Parti milletvekili Adnan Boynukara, “İsrail’in İran’a saldırısının PKK’nın iştahını artırdığı"nı yazdı: “İsrail’in bölgedeki revizyonizmi ve işlediği suçlar, örgütün iştahını artırıyor. Bu ise örgütü tarihsel bir hata yapmaya yönlendirir ve bölge halkları arasında derin düşmanlıklara yol açar. Ortaya çıkabilecek bu tür bir işbirliğinin doğal sonucu ise karar vericilerin süreci yeniden değerlendirme olasılığıdır. Bu durumun ne anlama geleceğini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla temel mesele, 'Çözüm mü yoksa yeni proxy arayışı mı?' sorusunun cevabı.”
1978 yılında Marksist-Leninist formatla silahlı mücadeleye başlayan PKK ile 2025 yılındaki PKK arasında hiçbir benzerlik kalmamıştır. PKK, artık sadece silahlı bir örgüt değil, yerleşik alana geçmiş ve belli bir toprak parçasını yönetmeye çalışan bir aktör haline gelmiştir. PKK, bunun farkında olmakla yetinmiyor; aynı zamanda bu farkındalığın gereklerini de yerine getirmek için kendini feshederek silahlı mücadeleye son verdiğini ilan ediyor.
Anayasa, gizli kapaklı yapılacak bir iş değil. Kapalı kapılar ardında anayasa tartışamazsınız. Bir fikir ileri sürersiniz, bunu da herkes görür. Eğer o fikrin yanlış olduğu kanaatindeyseniz, eleştiri yapar ve alternatifini gösterirsiniz. Tartışmaya dâhil olmak ve masaya oturmak, her söyleneni onaylamak ve mutlaka anlaşmak manasına gelmez.
Demokrat kelimesi köylülerin diline “Demir Kırat” olarak yerleşmişti. Babamla çıktığımız gezilerden birinde CHP’ye delege seçimi yapılacaktı. Küçük köyün sadece bir kahvesi vardı. Babam içeri girdi, selam verdi. Yarı ağızla bir “Aleykümselam” yankılandı. Babam, iyi tanıdığı köylülere isimleriyle seslenerek, “Hasan Efendi”, “Hüseyin Ağa” diyerek, delege olmak isteyip istemediklerini sordu. Bir süre sessizlik oldu. Ardından köylülerden biri fırladı, kahvenin ortasında göbek atmaya başladı.