Suriye uzmanları Walid Al Nofal ve Lara Ezzouqi, Suriye sahillerinde yaşanan dehşetli iki günün bilançosunu yazdı: En az 200 sivilin öldüğü iki günlük kanlı çatışmaların ardından, Suriye Savunma Bakanlığı ve Genel Güvenlik Güçleri, Cumartesi günü eski Esad rejimine sadık güçlere karşı kıyı bölgesindeki operasyonları durdurdu. Bu karar, bölgedeki “kontrol dışı unsurlar”ın temizlenmesi beklentisiyle alındı.
Suriye’ye yaptırımları sürdürmenin gerekçesi, Şaraa’yı daha liberal bir yola itmek için bir baskı aracı yaratmaktı. Ancak sorun şu ki, yaptırımlar şimdi kaldırılmazsa, yaratacağı ekonomik felaket tam da bu liberal yolu kapatarak şiddet ve aşırılığı teşvik edecek. Anarşi, Şara’nın rakiplerinin işine yarayacaktır. Çöküşten korkan İsrail, Şam’ın güneyinde silahsızlandırılmış bir bölge kurmaya çalışıyor. Eğer Suriye çökerse, Avrupa’ya daha fazla mülteci akını yaşanacaktır. Eğer bir nefes alma imkânı sağlanmazsa, ülke başarısız bir devlet haline gelecek. Ya felaket ya da küçük de olsa bir başarı ihtimali. Yaptırımları şimdi kaldırın.
Bahçeli’den yeni açıklama: “27 Şubat İmralı çağrısı PKK terör örgütüyle birlikte diğer bütün uzantı ve grupları açıkça bağlamaktadır. YPG’nin ve buna benzer terörist oluşumların anılan çağrıdan muaf ve istisna olduklarını iddia etmeleri, örgütsel ve kurucu önderliğin doğasıyla tamamıyla çelişkilidir. DEM Parti’nin sağduyulu, soğukkanlı, sıcak mesajlarının yanı sıra tutarlı ve istikrarlı adımlarını muhafaza gayreti sonucunda Türkiye partisi olmasının önü de açılacaktır.”
AB sözcülüğünden Suriye açıklaması: “Esad yanlısı unsurların saldırılarını ve sivillere yönelik tüm şiddet olaylarını kınıyoruz. AB ayrıca tüm dış aktörleri Suriye'nin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygı göstermeye çağırır.” İran Dışişleri Bakanı: “Suriye’deki gelişmeleri Türkiye ve birkaç ülke doğrudan etkiledi. Suriye topraklarını İsrail’in işgal etmesi ve çatışmalar gibi şu anda ortaya çıkan sorunların sorumluluğu bu değişiklikleri gerçekleştirenlere ait.”
Edgar Morin’in mesajını DEM Parti medyayla paylaştı: “Herkesi Türk ve Kürt halklarının bir arada yaşam iradesine saygı duymaya ve güç katmaya davet ediyorum. Barış, insanların kendileriyle ve birbirleriyle özgürce konuşabilmesidir. Barış aynılaşmak değil birbirine fırsat vermektir, yok etmeden ikna etmeye çalışmaktır. Türkiye'deki barış ve demokratikleşme süreci, insanlık onurunun bir gereğidir. Bu nedenle, emperyalizmin bölgesel kışkırtmalarına karşı Türk ve Kürt halklarının birliğinden yana olduğumu deklare ediyorum.”