Zelensky: “Şok içindeyim. İsrail bize hiçbir destek sağlamadı. Rusya’nın İsrail üzerindeki etkisini fark ediyoruz”
Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky, Fransız kanalı TV5Monde’a verdiği söyleşide İsrail’i sert sözlerle eleştirdi: “Şok içindeyim. İsrail’e ne olduğunu anlamıyorum. Bize neden uçak savunma sistemleri vermediklerini...
Dünyanın en küçük üçüncü ülkesi Nauru seçime gidiyor: 7000 seçmen 19 kişilik parlamentoyu seçecek
Bugün (24 Eylül) dünyanın en küçük üçüncü ülkesi olan Nauru’da parlamento seçimleri var. 10 bin kişilik ada ülkesinde 7 bin seçmen bulunuyor, 19 kişilik...
İran’da yönetim yanlısı gösteriler: “Amini eylemcileri” idam edilsin
İran'da "başörtüsü kurallarına uymadığı" gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Amini'nin ölümü sonrası patlak veren protestolar sürerken, başkent Tahran’da cuma namazı sonrası "yönetime destek" yürüyüşü düzenlendi.
Tahran...
VİDEO HABER | İngiltere’deki Laver Kupası’nda son kez korta çıkan Federer’e veda töreninde Nadal’ın gözyaşları…
https://twitter.com/serbestiyetweb/status/1573553113205809155?s=21
- Advertisement -
Tarih, 2022’yi demokrasilerin otoriterliğe karşı muhkem durmayı karara bağladığı bir yıl olarak kayda geçirebilir
Biri 2021’in (6 Ocak, Trump’çıların Kongre baskını), öbürü 2022’nin (24 Şubat, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı) başlarındaki iki olayın, otoriterliğin yükselişi ve tehlikeleri konusunda demokrasiler üzerinde uyarıcı bir etkide bulunmaması düşünülemezdi. Merak edilen, demokrasilerin bu uyarıcılar karşısında nasıl bir tavır alacağıydı. Ortaya çıkan ‘barbar enerjisi’ karşısında yatıştırmacı bir çizgi mi izleyeceklerdi yoksa kararlı bir tutum mu sergileyeceklerdi? Son iki yılda ama özellikle son aylarda ortaya çıkan bir dizi gelişme, demokrasilerin hem de birlikte verdikleri bir kararla ikinci yola girdiklerini akla getiriyor.