DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı silahlı terör örgütü yargılamalarının sayısını gösteren tabloyu değerlendirdi: “Bu tablo utanç verici. Bir ülkede 1,5 milyon insan terörle suçlanıyorsa devlet vatandaşıyla kavga ediyor demektir. Yeter artık davalarla, KHKlarla halkı sindirmeye çalışmayın.”
“Merkel’in ulusal mirası, irrasyonel, narsist veya popülist bir yaklaşım benimseyen insanlar tarafından şekillendirilen bir dünyada ‘rasyonel, pragmatik ve çözüm odaklı’ düşünceyi temsil etmesidir. Belki sıradan bir bakışla, Alman siyasetinin oldukça sıkıcı olduğu görünebilir. Merkel, ülkesine bir liderden beklenen şeyi verdi: Çalkantılı ve değişen bir dünyada sakinliği sesi.”
Bürokratik kurumlar üzerinden güç devşiren ve halk çoğunluğunun taleplerini yok sayan vesayetçi elitlerin üsttenciliği (“elitist üsttenciler”) ile bunlara karşı geniş halk kitlelerinin desteğini alarak çoğunluk oyu üzerinden siyaset yürüten sağ partilerin hoyratlığı (“çoğunlukçu üsttenciler”) arasındaki çekişme karşılıklı kazanma-kaybetme-rövanş süreçleri şeklinde yürümekte; Türk demokrasisi bu iki uç arasında sarkaç gibi gidip gelmektedir.
Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak federal seçimler yaklaşırken, Seçim afişlerinde yüzüne çıkartma yapıştıran aktivistleri polise şikayet eden Hristiyan Birlik Partisi adayı, Twitter’da alaya alındı ve daha önce eyalet seçimleri için yarışmış Die Linke adayı Dzalto’nun aynı duruma sempatik karşılığı örnek gösterildi.
Haiti’de 7 Temmuz günü evinde uyuduğu sırada öldürülen Devlet Başkanı Jovenel Moise davası sürüyor. Şu ana dek 18’i Kolombiyalı olmak üzere 40 kişi gözaltında. Şüpheler ise Moise’nin öldürülmeden hemen önce Başbakan olarak atadığı Ariel Henry’nin üzerinde toplanıyor. Cinayeti işleyen ekipten bir kişiyle telefon görüşmesi çıkan Başbakan, bunun için kendisini ifadeye çağıran önce Başsavcı’yı sonra Adalet Bakanı’nı görevden aldı. Soj olarak Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri de cinayete adı karışmış birine hizmet edemem diyerek istifa etti.