Manşet

Türkiye, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'ne bu yıl da basının tarafsızlığını yitirdiği ve gazetecilerin hak kaybına uğradığı bir ülke olarak giriyor. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Gazeteciler DW Türkçe'ye anlattı.

Pandeminin yeryüzü cehennemine çevirdiği Hindistan’da yapılan 4 eyalet seçiminden en kritik olanı Batı Bengal’de, Naredra Modi’nin partisi, Bharatiya Janata (BJP) 2014 yılında iktidara geldiğinden bu yana en önemli seçim yenilgisini tattı. Koronavirüsü yendik diyerek Batı Bengal’de kalabalık mitingler düzenleyen Modi, bu yüzden salgının büyümesinden sorumlu tutuluyor.

İran’ın dini lideri Ali Hamaney, Dışişleri Bakanı Zarif’in ABD tarafından öldürülen Kasım Süleymani’yi eleştirdiği ve kısa süre önce medyaya sızdırılan konuşmasıyla ilgili olarak, “Bunlar ABD’nin sözlerinin tekrarıdır” dedi.

Organize suç örgütü liderliği suçlamasıyla evi basılan ve adamları gözaltına alınan Sedat Peker sessizliğini yayımladığı 42 dakikalık video ile bozdu. 1.5 yıldır yurtdışında olan Peker, kendisine yönelik operasyonun arkasında Mehmet Ağar ve Pelikancılar olduğunu söyledi. "Ben kızımın bir damla gözyaşına dünyayı yakarım, yakacağım da” diyen Peker, önümüzdeki günlerde Mehmet Ağar hakkında Acarkent’te silahlı çatışma, Altınbaş ailesine kumpas ve Mübariz Mansimov’un FETÖ’den tutuklanması gibi olayları anlatacağı yeni videolar yayınlayacağını açıkladı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Medya İlişkileri Koordinatörü, gazeteci Şükrü Küçükşahin koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren kardeşi Cemal Küçükşahin’in ölüm raporunda 'bulaşıcı olmayan hastalık” yazılmasına isyan etti: “Bu kandırmaca değil mi, devlet bize karşı buna neden ihtiyaç duyar?”