Batman Belediyesi’ne kayyım atanan Batman Valisi Ekrem Canalp, 29 Ekim’de düzenlediği Batman’daki Birlik ve Kardeşlik Yürüyüşü’nde şöyle konuşmuştu: “İhtiyaç duyduğumuz şiddet değil barış, huzur dolu bir memleket. Buradaki kalabalığın sesi sınırlarımızın ötesine ulaşmak zorundadır. Sınırlarımızın ötesindeki herkes de bu sessiz haykırışı duymakla mükelleftir. Artık 45 seneden beridir süregelen bu kardeş kavgasına bir son verilmelidir. Artık herkes silahlarını gömsün. Artık herkes silahlarını gömsün ki silahların gömüldüğü topraktan umut fışkırsın.”
Bahçeli’nin açıklamasının üstünden daha terimiz soğumadan, oldukça ağır bir terör eylemiyle karşı karşıya kaldık. Arkasından Esenyurt Belediye Başkanı’nı demir parmaklıklar arkasına gönderildi. CHP liderleri kendilerini, çevresinde kararsız adımlarla yürüdükleri bu belirsiz sürecin çukurunda buluverdi. Bütün bunların bir satranç oyununun hamleleri olduğunu söylemeye kalkanlar olabilir. Öyleyse deli saçması bir oyun var tahtada. Fil L gidiyor, piyonlar ters hareket ediyor, kalelerin yerinde yeller esiyor.
Esenyurt İlçe Başkanlığı'na yürüyen CHP heyeti ile polis arasında Cumhuriyet Meydanı'nda arbede yaşandı. Barikatı aşan CHP'liler parti binasına girdi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik: “Cumhuriyet halk parti ilçe binasının da abluka alındığına yönelik bir duyum geldi. Yarın sabah yine burada olacağız. Millet iradesine vurulmuş bu darbeye karşı komşularımızla halkımızla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz"
İsmet Taşdemir, Bodrumspor’u ilk senesinde playoff oynattıktan sonra, bir sonraki yıl süper lige çıkardı. Bu süper lige çıkma hikayesinde bütün Bodrum şaşkındı. Doğru dürüst bir stadı bile olmayan bu turizm merkezi, çoğu daha önce süper lig deneyimi olmayan oyunculara birkaç takviye yaparak yola koyuldu. Stadın kapasitesi artırılarak 3 bin 200’e çıkarıldı. Bu mütevazi kadroyla ligin ilk 10 haftasında 10 puan gibi hiç de küçümsenmeyecek bir puan yakalayan İsmet Taştemir ile geçen hafta yollar ayrıldı. Kovuldu demiyoruz buna, ‘endüstriyel’ futbolda kabalık olarak görülüyor böyle söylemler. İsmet hoca büyük emekler verip süper lige çıkardığı takımından, tamirhanelere kaçan toplar gibi ayrı bırakıldı.
Bugünlerde, siyasetin bol oksijenli değil, bol oksimoronlu bir sürecinden geçiyoruz. Mesela “Abdullah Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun,” deyip CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i PKK/KCK üyeliğinden tutuklamak… Gün, barış ve kucaklama günüdür deyip Cübbeli Ahmet Hoca’ya Alaattin Çakıcı vasıtasıyla ayar vermek… Malumlarınız üzere topu taca atmak istediğimizde kullandığımız bazı deyimler var: “Dış güçler”, “derin devlet” ve “üst akıl” gibi… Bu tutukluluk olayına yukarıdaki kavramlardan istediğinizi yakıştırın; kesin uyacaktır. Burada Cübbeli Ahmet Hoca kim, Alaattin Çakıcı kim siz karar verin!