Manşet

RÖPORTAJ | TCK’yı hazırlayan Prof. Dr. İzzet Özgenç: “Başsavcı’nın yazısındaki iddialar suç duyurusu mahiyeti taşıyor, erişim engeli hamamın namusunu kurtarma amaçlı”

2005’de yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’nu hazırlayan iki isimden biri olan Prof. İzzet Özgenç; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın, İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki şüpheli adli işlemlerle ilgili HSK’ya yazdığı şikayet mektubu hakkında Serbestiyet’e konuştu: “Bu iddialar, suç duyurusu mahiyeti taşımaktadır.” “İstanbul gibi bir metropol kentte Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan bir kişi, HSK’ya gönderdiği, yargının hâl-i pûr melâlini izah eden bu dilekçesinin içeriğini medya organları aracılığıyla kamuyla paylaşmasının doğru bir davranış olmadığının bilincindedir. Buna rağmen, böyle bir yol tercih etmesine kendisini sevk eden faktörler mevcuttur. Bu faktörlerin başında, yargıdaki çürümüşlük halinin geldiğini belirtmekle iktifa etmek isterim. Verilen erişimin engellenmesi kararı, hukukî mülahazalarla alınmış bir karar değildir; bu karar, hamamın namusunu kurtarmak amacına matuftur.”

ÇEVİRİ | İsrail için savaşmaya gidiyorum ama Filistinliler benim düşmanım değil

Barış yanlısı kitapları olan İsrailli asker Nir Cohen, savaş kararının ardından cepheye gitmeden önce yazdı: “Burada yaşayan iki halk, Yahudi halkı ve Filistin halkı, on yıllardır şiddet yanlısı bir dini azınlık tarafından esir tutulmaktadır. Her iki tarafta da şiddet yanlısı bir dini azınlık çatışmayı korkunç bir şiddete sürüklüyor. Evet, Hamas liderlerini dinci Siyonizm'in liderleriyle karşılaştırıyorum! Her iki tarafta da aşırı bir dini azınlık şiddet içeren davranışları dikte ediyor. Bu savaş er ya da geç sona erecek. Sonunda her iki ülke de kendilerini yönetenlerle hesaplaşmak zorunda kalacak. Uyanmalı ve aşırı uçların ülkelerimizde hüküm sürmesine izin vermemeliyiz. Filistinliler ve İsrailliler köktendincileri, aşırılıkçıları kınamak zorundadırlar. İsrailliler Ben Gabir, Smotrich ve çetelerini iktidardan uzaklaştırmalı, Filistinliler de Hamas liderlerini iktidardan uzaklaştırmalıdır.”

Frankfurt Kitap Fuarı’nda Filistinli yazarın ödül töreni iptal edildi

Almanya'da düzenlenen Frankfurt Kitap Fuarı'nda Filistinli yazar Adania Shibli için düzenlenen ödül töreni, "İsrail'deki savaş" gerekçesiyle iptal edildi. Shibli, ödüle layık görüldüğü "Küçük Detay" adlı romanında, 1949'da Filistinli bir Bedevi kızın İsrail askerleri tarafından tecavüz edilip öldürüldüğü gerçek bir hikâyeyi anlatıyor.

TARTIŞMA | İsrail, Filistinlilerin sattığı topraklarla mı kuruldu?

Oğuzhan Uğur’un Mevzular Açık Mikrofon programında “Filistinliler toprak satmadı diyen zır cahildir” ve “Eskiden Filistinli demek arazi satıp Beyrut’ta, Kahire’de yiyen demekti” diyen jeoloji profesörü Celal Şengör ile tarihçi İlber Ortaylı’nın sözlerini Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, siyaset bilimci Levent Baştürk ve yazar/seyyah Hasan Mert Kaya Serbestiyet’e değerlendirdi. Ekinci: “1918’de Arap ve Yahudilerin elindeki toprak nispeti % 98,5 / % 1,5 iken, 1948’te bu nispet % 94 / % 6 olmuştur ki mübalağa edilecek bir mesele olmadığı aşikardır.” Kaya: “1918-1948 arasında Yahudilerin sahip olduğu toprak oranı %6’ya yükseldi. Bu yükselişin temel dinamiği Osmanlı’dan intikal eden hazine topraklarının İngilizlerce Yahudi yerleşimcilere devredilmesidir.” Baştürk: “Yahudilerin satın aldığı toprakların % 52,6’sı Filistinli olmayan, toprakla doğrudan bağı olmayan zengin Suriyeli ve Lübnanlı fertlere aittir. Filistin kökenli mülk sahiplerinin Yahudilere satılan topraklar içindeki payı %5 ile %7 arasındadır.”
- Advertisement -

ÖZEL HABER | Cumhuriyet’in ilk kilisesinde ilk ayin bugün: “Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümetten şimdiki gibi yakın ilgi görmedik.”

100 yıllık Cumhuriyet tarihinin ilk kilisesi Mor Efrem Süryani Ortodoks Kilisesi Cumhuriyet’in 100. yılında geçen Pazar günü Yeşilköy’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıldı. Kilisede ilk Pazar ayini bugün yapılacak. Kiliseyi İstanbul Süryani Kadim Vakfı Başkan Yardımcısı Kenan Gürdal eşliğinde gezdik: Neredeyse yüz altmış, yüz yetmiş senedir bu topraklarda Osmanlı dönemi de dahil olmak üzere kilise yapılmadı. Yasal bir engel de yoktu ama Cumhuriyet döneminde sanki sessiz sedasız bir altyapı oluştu engellemek için. Bir boya veya tadilat yapmak istediğimiz zaman bile iki senede bize ruhsat çıkmıyordu. Bir tadilat için iki sene izin beklerken bir kilise talep etmek hayaldi. İlk başlarda Cumhurbaşkanı’nın temel atmaya geleceğine kimse inanmadı, gelmez dediler. Kilisenin yapımı bir yerde durdurulacak ve iptal edilecek diye de beklediler. Açılışta cemaat Cumhurbaşkanı’nı zılgıtlarla karşıladı. Biz Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümetten şimdiki gibi yakın ilgi görmedik.”

En Son Çıkanlar