Ahmet Kaya 24 yıl önce dün, 16 Kasım’da öldü. Memleketinden uzak, yürek enfarktından… O günlerde kaydıyla uğraştığı “Hoşçakalın Gözüm” albümündeki şarkılardan birisi “Memleket Hasreti”. İçimi sızlatır her dinlediğimde… Hem onun sesinin derinden hüznüyle, hem Hayko Cepkin’in çığlığıyla, kulağıma-dilime aklımdan önce gelir: “Ya beni sararsa, memleket hasreti…” Ardından yine o mahut “İade-i İtibar Günleri”… Ama dün, ölünce itibar ettiğin bugün yaşasa hâli nice olur yine meçhul.
Trump; Elon Musk ve Kennedy Jr. dahil yakın çalışma ekibinden birçok kişiyle UFC 309 ağır siklet kemeri maçını izledi. Maçı kazanan Jon Jones, şampiyonluk kemerini Trump'a verdi.
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: "Hilal Köylü'nün sorusu, gerçek ve açık bir gazeteci sorusuydu. Cumhur İttifakı’nın bozulabileceği ya da çatlayabileceği ve kamuoyunda görüş farklılıklarının oluştuğuna dair algı oluşması, Bahçeli’yi rahatsız ediyor olabilir. Bahçeli, hiyerarşik toplum anlayışına sahiptir; en üstte siyasetçi, en altta ise siyasetçinin söylediklerini yaymak veya güzellemesini yapmakla görevli gazeteci vardır Bahçeli’nin kafasında.”
Daron Acemoğlu’nun Türkiye’den epey uzakta kaldığı, Türkiye’yi hala 2010’ların Türkiyesi zannettiği anlaşılıyor.
Halbuki Türkiye’de uzun süredir muhaliflerin Atatürk hakkında ilkokul öğretmenlerinden duyduklarından fazlasına tahammülü yok.
İşin aslını bilenler de “ne gereği var şimdi” diyerek bu cehalet perdesinin arkasına geçiyor, kendisini Instagram Kemalizminin güvenli ve linç edilmeme garantili kollarına bırakıyor.