31 Mart (1909) ayaklanmasında isyancıların baş hedefi o idi. Kendisi, o günü şöyle anlatır: “31 Mart günü evimden çıkmış Laleli Yokuşu’na tırmanıyordum. Meçhul bir adam yolumu kesti. ‘Buralarda dolaşma. Dua et ki seni burada tanıyan yok. Yoksa şimdi parçalarlardı’… Bu arada yokuştan inen bir araba ile karşılaştım. Süleyman Fehmi ve Hakkı Behiç arabadan heyecanla indi. ‘Dön, Cahit şimdi seni de parçalayacaklar’ dediler.
Üzerinde “Kudüs’e tek yön” yazılı bu antisemitik görsel,1930’larda Almanya’da Yahudilere yönelik olarak hazırlanmış. Altında da “Kudüs’e ücretsiz bilet, herhangi bir Alman tren istasyonunda geçerli, devredilmez, geri dönüşü olmayan tek yön, dördüncü sınıf” yazıyor. Bazı CHP’li başkanlar Suriyeliler için bu “espriyi” bilerek kullanıyorsa kaynak göstermeli, aynı kalıbı Nazilerden haberdar olmadan tekrarlıyorlarsa da bu zihniyet benzerliği üzerine düşünmeli.
Meta’nın Facebook ve Instagram platformlarına yapay zeka tarafından oluşturulmuş profilleri entegre edeceğini duyurması, dijital dünyanın sınırlarını yeniden çiziyor. Bu profiller, biyografilerden profil fotoğraflarına, içerik üretiminden kullanıcılarla etkileşime kadar gerçek insan hesaplarını aratmayacak şekilde tasarlanmış. Peki bu ne anlama geliyor? Gelin birlikte tartışalım.
Ben okur yazar insanların bir araya geldiği mekânların tükenişinde biraz farklı bir boyutun, boyutların olduğunu sanıyorum. Birincisi politik pratiğin giderek virtüel bir edim hâline gelmesiyle alâkalı. İkincisi giderek mikro ganglere dönüşen bir birliktelik pratiğinin (sen, ben, bizim oğlan) gelişmesi. Bir araya gelmek için nedenimiz kalmadı. Dolayısıyla bir araya gelebileceğimiz mekânlara da eskisi gibi ihtiyaç yok. Bir araya geldiğimizde ise , “yabancının” olmaması gerekiyor. Mekânın yaratacağı sosyalliğin minimalize edilmesi, dolayısıyla, mecburi. O vakit, mekân kimliksizleştikçe itibar kazanıyor. Bu itibar da parayla satın alınabiliyor. Gelgelelim, “anonim” kalarak gidebileceğimiz yerler de kalmadı artık.
İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya gibi büyük merkezlerde Kürtlerin oyu seçim sonuçlarını belirledi. PKK’nın silah bırakmasını gündeme taşıyan Bahçeli’nin çağrısı konusunda belli ki CHP’de kafalar karışık. Kritik dönemde kesin kararlılık olmazsa parti, enerjisini kaybeder. 2023 ve 2024 seçimlerinde yakalanan ivmenin sürdürülmesi gerekirken, toplumun ilerici, demokrat, çoğulcu yönelimlerini sahiplenmek gerekirken, CHP’nin eskimiş kalıplara dönme sinyalleri vermesi akıl kârı değildir. Çok mümkün de değildir.