Çizilen her sınırda, İsrailli yerleşimcilerin doğal yayılımlarını sağlayacak mekansal avantajlar gözetiliyor. Su kaynakları, verimli araziler hatta ilk bakışta önemi anlaşılmayacak kıymette olan küçük tepeler ve tüm topografya ustaca analiz ediliyor, hava fotoğrafları çekiliyor ve kanunlar, maksimum verim gözetilerek İsrail lehine askıya alınıyor. Gazze’de mülteci kamplarını Haussmanvari bir yöntemle bölüp, askeri birliklerin ve araçların müdahale edebileceği yollar açan da Ariel Şaron olmuştu. 7 Ekim sonrası yaşanan süreçte, Gazze’de yine bir planlama dahilinde operasyon yürütülüyor.
Hayatıyla değil ölümüyle hatırlanan insanlar ne kadar çok. Toplumsal hafızaya nakşolanı da var, hikâyesi öyle ölümlere dair “karşı hafıza”nın baskısıyla sınırlanan, değiştirilen, hatta yok edilenler de… Güncel, neredeyse “sıradan” yollarından birisi de “erişim yasakları”. Öyle müdahalelerle ölümlerin ardındaki gerçekler de kayboluyor, o siluetler de unutuluyor bazen. Kalsa kalsa usulca bir “Ah” geride…
Başkaları tarafından onaylanmak, sevilmek, beğenilmek en büyük manevi ihtiyacımız. Fakat bir yandan da zenginlik gibi bir şey; hiçbir düzeyi yeterli olmaz, hep daha fazlası istenir ve bu da bitmez tükenmez bir kaygı kaynağıdır. Peki bunun yarattığı huzursuzluk aşılabilir mi? Tümüyle aşılamaz fakat bazıları başkalarının onayına nispeten daha az ihtiyaç duyar ve dolayısıyla eksikliğinin yarattığı huzursuzluğu daha az hisseder. Onlar kendilerini onaylamış, kendilerinden memnun insanlardır. Böyle insanlar hiçbir rutine bana mısın demez. Mükemmel Günler filminin Hirayama’sı böyle biri.
MET Gala tam da zamanın bahçesine ölmeyecek çiçekler ekme iddiasındaki seçkinlerin ve onların geniş halk kitlelerine açılan penceresi denebilecek ünlülerin toplandığı, sanat, moda ve kültür çerçevesinde cicili bicili şeylerle arz-ı endam ettikleri bir etkinlik. Bu gelenekselleşen tören için, maskeli balo ve onun sahte yüzlerinin belki de zirve noktası denebilir. Bu yılki gala gecesi sırasında Gazze’de süren insanlık dramı, Ukrayna’daki savaş, dünyayı saran ekonomik sorunlar da bu tablodaki ironiyi iyice büyüttü. Sosyal medyada da bu durumu hicveden çok paylaşım yapıldı. Hatta MET Gala daveti, Açlık Oyunları filminde seçkinlerin yaşadığı Capitol’e benzetildi ki bu teşbih, acı biçimde çok isabetliydi.
YRP’nin kazandığı başarının muhasebesini hangi faktörlere dayandırarak yapacağı, kendine ileriki dönem için nasıl bir yön tayin edeceği noktasında önem arz ediyor. Zira hala yeni kurulan bir parti için kritik eşik sayılabilecek konularda nasıl bir yapıya bürüneceği cevabı beklenen bir soru olarak karşımızda durmaktadır.