GÜNÜN YAZILARI

Demirel (I): Ben sizin ıstırabınızın çocuğuyum

Tanıl Bora, yaklaşık 600 sayfalık Demirel adlı eserinde; bir yandan Demirel’in 1924’te başlayıp 2015’te sona eren serüvenini gözler önüne sererken, diğer yandan da bize Türkiye’nin bir asırlık hikâyesini, bu hikâyede rol alan belli başlı aktörleri, siyasetteki değişim ve süreklilik noktalarını sunuyor.

Fail Garipoğlu, Mevzu Yahudilere: Ayin Komplosu

Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Fatih Altaylı’nın Youtube kanalına çıktı. Sakin bir şekilde Yahudilerin kanlı ayin yaptığını (doğru değil), bunun Osmanlı döneminde de yapıldığını (doğru değil) ve Garipoğlu ailesinin Yahudi olduğunu (doğru değil) açıkladı. Tepkiler üzerine de kendini “mahkemenin üzerinde durduğu senaryoları anlatıyorum. Mayasız ayini de bu gerekçelerden biri. Bu duruşma tutanaklarına ve gerekçeye yansıyan bir durum, benim görüşüm değil’ diyerek açıklamaya çalıştı. Ortaçağ Avrupası’nda yayılan bu komploya göre Yahudiler Pesah bayramında Hristiyan çocukları kaçırıp kanlarıyla mayasız ekmek olan matsa yapıyorlardı. Bu asılsız komplo yüzyıllarca devam etti, birçok masum Yahudi’nin cinayetle suçlanmasına ve asılmasına sebep oldu. Eğer Altaylı ve Epözdemir’in iddiaları doğruysa (ki yine de komplo yaymaktan kaçınabilirlerdi) hangi mahkeme, hakim, savcı ve polis yetkililerinin tarihin en eski ve en absürt antisemit komplolarından birini ciddiye aldığını bilmek kamuoyunun hakkıdır.

Sessiz Lüks: Para konuşur, servet fısıldar

“Quiet luxury” (sessiz lüks) veya “stealth wealth” (gizli zenginlik) geçici bir trend değil, bir hayat tarzı, bir tavır. Kökleri 1800lerin sonuna doğru büyük zenginleşme yaşanan Amerikan Gilded Age’ine (Yaldızlı Çağ) veya 1700ler Madame Pompadour Fransa’sına, şatafata tepkiyle şekillenen bir yaşam tarzı. Görgüye ve köklü zenginliğe övgü. “Sessiz lüks”ün geniş kitlelerin ilgisini çekmesi ise son 5-6 ayda oldu. Bu ilgi patlaması, birkaç magazin vakasıyla da tetiklendi. Bunlardan biri Gwyneth Paltrow’un dava duruşmalarına giderken giydiklerinin haber yapılmasıydı. Çok sade, hatta sıradan görünmesinin arka planını deştiler, mesela düz beyaz boğazlı kazağının $1500 dolarlık etiketini haber yaptılar. Jüriye “bakın ne kadar mütevazıyım, sadeyim, ben de sizin gibiyim” derken, sadece kendi statüdaşlarının anlayabileceği sessiz lüksü de üzerinde taşıyordu.

Canan Karatay iyiliğimizi mi istiyor?

Canan Karatay, spor salonlarının zararlı olduğunu söyledi. Daha önce de sporcu gıdaları için kansorejen demişti. Ne yazık ki sporcu hayatı gibi örnek alınması gereken bir yaklaşım, ülkemizde yaygın bir şekilde hor görülüyor. Her neyse, söylendiği gibi spor yapmak, spor salonu içerisinde spor yapmak, sporcu besinleri ve karbonhidratlar zararlı mı? Gelin birlikte bakalım.
- Advertisement -

Ramy: New Jersey’de Müslüman bir genç olmak…

Oraya gidince memleketin birçok açıdan hiç de uhrevî sayılamayacağını anlıyor Ramy. O ilim irfan sahibi olduğu sanılan akrabalar sadece Ramy’nin getirdiği hediyelerle ilgileniyorlar. Daha ilk günden Ramy’i Amerika’da bol bol bulunan zincir restoranlarda fast food yemeye götürmeye çalışıyorlar. Yaşıtları “dejenere” Amerikalılarla yarışacak düzeyde, üstelik de bu sefer sadece taklit bir Batılılık içinde. Belki Amerika’da olduğundan daha da “haram” bir hayat yaşanıyor Mısır’da. Devir, işini bilme, kendi çıkarların için herkesin üzerine basıp geçme, en önemlisi de her şeyi yapıp hiç “suçluluk” duymadan “iyi bir Müslüman” olmaya devam ettiğine kendini inandırma devri.

En Son Çıkanlar