Daron Acemoğlu’nun Türkiye’den epey uzakta kaldığı, Türkiye’yi hala 2010’ların Türkiyesi zannettiği anlaşılıyor.
Halbuki Türkiye’de uzun süredir muhaliflerin Atatürk hakkında ilkokul öğretmenlerinden duyduklarından fazlasına tahammülü yok.
İşin aslını bilenler de “ne gereği var şimdi” diyerek bu cehalet perdesinin arkasına geçiyor, kendisini Instagram Kemalizminin güvenli ve linç edilmeme garantili kollarına bırakıyor.
Taymis Kıyıları (Pozitif Yayınları) benim okumadan sevdiğim, kafamda yer verdiğim, hep eksikliğini hissettiğim bir kitap olmuştur. Büyülü bir havası vardır. Falih Rıfkı’nın kitaplarında genel olarak olanca imkansızlıklar içerisinde kendine inanmışlıktan gelen -pek çok insanın pekâlâ “kibirli” bulabileceği- bir büyüklük havası bulmuşumdur. Düşünceyle dilin ayrılmaz biçimde tekleşerek aynılaşması halini hep çok sevmişimdir. Bazı yazarları okurken herkesten çok sizin anladığınızı düşünürsünüz bazen, Falih Rıfkı’yı okurken böyle bir duygu da eşlik etmiştir. Herkesten çok anladığınızı zannedince de herkesin anlaması, söylemek istediklerinin tam olarak anlaşılması için çaba sarf etme ihtiyacı duyarsınız.
2024 seçimlerini kazanan Trump, 2016’daki Trump değil. Tipik, müesses nizama yakın, tecrübeli Cumhuriyetçileri kabinesine aday göstermedi. Trump ikinci dönemi için oldukça radikal, tecrübesiz bir kabine oluşturuyor. Sağlık Bakanlığına aşı karşıtı bir komplocuyu, İstihbarat Direktörlüğüne Putin ve Esad sempatizanını, Savunma Bakanlığına çubuklu TV yorumcusunu aday gösterdi. Kabinenin neredeyse tamamı en az İsrailli bir bakan kadar Netanyahu destekçisi, İran karşıtı, Türkiye karşıtı, İslamofobik. Hepsi genç ve tecrübesiz, geldikleri makamları tamamen Trump’a borçlu. Trump’ın yeni kabinesindeki en makul ve tecrübeli kişi ise Donald Trump. Ne kadar rahatlatıcı dimi?
Temmuz-2016 ayının son günlerinde tutuklandım. İlk günlerde dışarıdan ve kütüphaneden getirttiğim kitapları okuyarak vakit geçiriyordum. Gel gör ki, birden kitap yasağı koydular ve bu sekiz ay sürdü. Bunu hemen hemen her hafta beni ziyaret eden CHP’li vekillere, özellikle Utku Çakıröezer’e söylemiş, o da Cumhuriyet Gazetesine konuşmuş, onlar da bunu küçük bir haber yapmıştı. Bu haberi okuyan bir Marxist, bana Maltepe’den iki kitap yolladı, elime yasak kalktıktan sonra ulaştı. Okuyabileceğimiz iki şey vardı, biri Diyanet’in takvimi, diğeri Diyanet’in Kur’an Meali. Valla Kuşayri, Kelebazi, Nesefi, Hucviri ve Gazali’nin kitaplarının da yasaklanacağı aklımın ucundan geçmezdi. Demek ki insanın aklından geçmeyen başına gelirmiş.
Sadece Sertaç Ortaç ve Mehmet Ali Erbil değil, Türkiye’de 2 milyon sanal kumar bağımlısı bulunuyor. Ulusal Sağlık Araştırmaları’nın 2017 verisine göre, İsveçli sanal kumar şirketleri gelirlerinin 1/4’ünü Türkiye’den elde ediyor. Aynı şekilde, dünyadaki 5 milyar dolarlık kumar gelirinin %2,5’i de Türkiye’den elde ediliyor.