2013’de İran Kürtleri Esad karşıtı koalisyondan çıkarmak için Rojava kartını açtı. Türkiye, bunu gördü ve beş ay sonra Çözüm Süreci’ni başlattı ama geç kalmıştı. PKK için artık herşey Türkiye’deki barış değil, Suriye’deki Rojava’ydı. Bugün bölgede yine bir altüst dönemi yaşanıyor, İran zorda. Yani Kürt meselesini bir hal yoluna koymak istiyorsanız engel olacak aktörler yok. Öyle anlaşılıyor ki, bu ülkeyi yönetenler de bunun farkında ve 2012’de olduğu gibi bu kez geç kalmak istemiyorlar. Bölgesel dengelerin değişimini erken yakalama ihtiyacı ile ilk açıklamayı sayın Bahçeli yaptı, bu özenle düşünülmüş bir adımdı.Olağanüstü bir durum yaşanmasa yakın bir zamanda şimdiye kadar görünmeyen trafiğin görünür olacağa hep beraber şahit olacağız.
“Terörün sıfırlanmış olduğu” saptaması, eğer gerçekten kabul edilirse, bir dizi siyasette değişiklik ihtimali de beraberinde gelecektir. Kürt meselesinden AB ile ilişkilere, Kopenhag Kriterleri’ne kadar uzanan bir yeni yaklaşım kaçınılmaz hale gelecektir. Şiddet engeli kalkınca Türkiye’nin Batı standartlarında bir rejime kavuşmasını zorlaştıran önemli bir engelin aşılması gündeme gelebilir.
Her yıl Kimya, Edebiyat, Fizik, Barış, Fizyoloji ve Tıp kategorilerinde verilen Nobel ödüllerinin bu yıl Fizik alanındaki sahibi yapay zeka oldu. Dinamitin mucidi Alfred Nobel dahi yapay zekanın 2022 yılının Kasım ayında yaptığı türden bir patlamayı hayal edememiştir herhalde.
Kuruluş ilkeleri çok açık ki 1923’te vazedilmiş ve 1928’e kadar da korunmuştur. Bu tarihte büyük değişiklikler yapılmıştır. 1928 değişiklikleriyle kuruluş ilkelerinden tamamen sapılmıştır. Karşımıza yepyeni bir Cumhuriyet çıkmıştır. İsterseniz siz ona İkinci Cumhuriyet deyin!. İlerleyen bölümlerde 1928 yılında ne yapıldığını göreceğiz.
Kahramanmaraş’ta yargılamaları devam eden mühendis ve müteahhitler, soruşturma aşamasında bir üniversitemizin inşaat mühendisliği bölümü öğretim üyelerince hazırlanan bilirkişi heyet raporunun çok hatalı olduğunu görüyorlar ve imzalara bakıyorlar. Bakıyorlar ki 2. sayfada 7 ayrı akademisyenin imzaları var, kalan tüm sayfa altlarında da paraflar var. Bir bakıyorlar ki tüm sayfalardaki paraflar birbirinin tıpatıp aynı, sayfadaki yerleri milimetre ölçüsünde dahi şaşmamış, nokta kadar fark yok hiçbir sayfada.