YKS sonuçlarına göre sınavda derece yapan üstün başarılı öğrenciler imkanları çok daha yüksek sayılabilecek vakıf üniversitelerinde burslu okumak varken ısrarla Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etti. Yeni kurulan ve tartışmalara neden olan Hukuk Fakültesi de puanı en yüksek bölümler arasında. Diğer bir deyişle aylardır süren protestoların Boğaziçi Üniversitesi’nin adı, etiketi ve aday öğrenci ölçüsündeki değerine hiçbir etkisi yok. Yani, biraz bile etkisi yok. Hiç yok. Peki neden böyle?
Bizim kuşak kahrolası faşizmle, emperyalizmle büyüdü sayılır. Sonra “dillere düşen” bir kelimeden ziyade, biraz gözden, “dilden düşen” kavramlar arasına ilişti bir süre. Şimdi yine gündemde. Üstelik “sol”a mahsus o kavramlar artık iktidara da kısmet, “çerez” oldu. Çeşitleri de “Irkçı, lümpen faşizm”le, “dijital”iyle çoğaldı hatta. Eh, oluyor her an “faşistçe” şeyler, insanlar “faşizan faşizan” dolaşıyor ortalıkta. Adını koy(a)masak da öyle.
Kürtlerin anadiline saygı Türklerin de talep ettiği ve sahip çıktığı bir hak haline geldiğinde devletin ekseni olması gereken ilkesel zemine yerleşecektir. Herhangi bir kişi veya topluluğa karşı adaletsizlik, herkes için adalete bir tehdittir. Ve başkasının hüznünden, sana saadet gelmez. “Dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun âyetlerindendir” buyuran bir dine, böyle mi sahip çıkıyorsunuz?
AK Parti kuruluş yıldönümünde kimi palyatif hamlelerle tazelenme görüntüsü vermeye çalıştı. İki boşta milletvekili, üç, beş belde, ilçe belediye başkanı AK Parti’ye geçtiler. Hepsi oydu. Erdoğan’ın konuşması da dünü hatırlatan siyasi bakımdan “iç boş” bir konuşmaydı. Bu doğal bir durum. Geçirdiği evrelerden hareketle AK Parti’nin kendini düzeltmesi, başa dönmesi mümkün değil. Tarih geriye yürümez. Kaldı ki, siyasi iktidar bugün kendi ilk dönem politikalarını tehdit kabul eden bir anlayışa sahip.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin olağanüstü toplantısında konuşan Mahmud Abbas, tek kelime bile şiddeti ve savaşı kutsayan bir ifade kullanmadı. İsrail’in hukuksuzluğuna, uluslararası kararları tanımamasına dikkat çekti. “Bizi 149 ülke tanıyor, onları ise 50 devlet. Biz buna devam edeceğiz.. 80 tane İsrail’i suçlu bulan BM kararı var. ABD vetosu yüzünden uygulanamıyor.”