GÜNÜN YAZILARI

Hilafetten uzaya Türkiye’nin çılgın gündemi bize ne söylüyor?

Daha bir ay önce iktidarın hilafet getirmesinden endişe edenler, 20 gün sonra aynı iktidarın uzaya gönderdiği ilk Türk astronotun ilk sözünün Atatürk’ten “İstikbal Göklerdedir” olmasıyla mutlu oluyor. Galiba yanlış şeylere ve yanlış yerlerden muhalefet ediyorsunuz ve bunun kimseye bir faydası yok.

Epstein Dosyası: Küresel bir pedofili skandalı, elitlerin itibarını nasıl sıfırladı?

Tutuklu yargılanırken hücresinde ölü bulunan pedofili Jeffrey Epstein’in suç ortağı Glishaine Maxwell’e karşı açılan bir davanın dosyasında yer alan belgeler geçen haftalarda kamuoyuna açıklandı. Belgelerde ismi geçen Bill Clinton, Trump, Ehud Barak, Prens Andrew, Michael Jackson, Steven Hawking gibi isimlerin Epstein ile bağlantıları seneler sonra tekrar dünyanın ilgisini çekti. Dosyadaki çoğu bilgi yeni değildi, zira Epstein’in 2008’de çocuk fuhşu zanlısı olduğunu itiraf etmesine rağmen elit kurumlar ve kişilerle iletişimini koruduğu, İsrail eski Başbakanı Ehud Barak, Bill Gates, Noam Chomsky gibi kişilerle ile toplantı yapıp görüştüğü, Harvard’da bağış yapmaya devam edip bir araştırma merkezini ofis gibi kullandığı çoktan ortaya çıkmıştı. Sinagoglardaki gizli tünellerden çocuk satılan pizza dükkanlarına kadar uzanan deli saçması komplo teorilerini bir kenara koyduğumuzda ortaya çıkan yalın gerçekler çok daha korkunç: Dünyanın gözü önünde adım adım örülen bir çocuk istismarı ağı ve her şeye rağmen zengin ve güçlü arkadaşları tarafından korunup kollanan bir pedofili.

Hrant Dink’i ölmeden evvel öldüren dava ve Türk önyargı sistemi

“Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarda mevcuttur…“ Bu cımbızlanmış cümleyle Hrant Dink’i ‘Türklüğe hakaret’ten mahkûm etmek nasıl bir şeydi biliyor musunuz? Hani ‘Abdest almadan namaza durmayın’ diyen birini şeriat mahkemesinde ‘namaza durmayın’ dediği gerekçesiyle cezalandırmışlar ya, işte tam öyle bir şeydi. Hrant Dink, yazısında ‘Türklerin kanının’ değil, tam tersine ‘Ermeni kimliğindeki Türk algısının zehirli olduğunu’ savunuyordu. Ölümünün 17. yılında Yargıtay’ın ‘imkânsız’ kararını bir daha hatırlayalım.

“Bu mertlik ve siyasi cinayetler meselesi, yüzlerce insanın anısına hakarettir”

Akşener’in bir karar vermesi lazım, merkez siyasete aday bir siyasi partinin başkanı yoksa hala ülkücü hassasiyetleri taşıyan, terminolojisi kullanan aşırı devletçi ve milliyetçi bir siyasetçi mi? Bu mertlik ve siyasi cinayetler meselesi, köşe başlarında tuzağa düşen, yatağında boğulan, Sapanca-Adapazarı üçgeninde infaz edilen, Güneydoğu’da JİTEM tarafından yok edilen yüzlerce insanın anısına da hakarettir. Onların katilleri mert değildi...
- Advertisement -

Finlandiya sandığa gidiyor: Sanna Marin’den daha renkli adaylar da var

28 Ocak’ta, Finlandiya’da, başkanlık seçimleri yapılacak. Ülkemizde “Finlandiya siyaseti” denildiğinde akla genelde 2019-2023 döneminin genç Başbakan’ı Sanna Marin geliyor. Oysa Finlandiya siyasetinin tek rengi Sanna Marin değil. Hem düşünce dünyasıyla hem kişisel yaşamıyla birbirinden ilginç pek çok karakterden söz etmek mümkün. İşte bu karakterlerin bazıları şu an itibariyle başkanlığa aday.

En Son Çıkanlar