GÜNÜN YAZILARI

İktidar ve duygu üretimi (1): Muhalefetin yasa tekliflerinin tamamını reddederek hakkında ‘etkisiz, sünepe aktör’ hissi uyandırmak

AK Parti, duyguların düşüncelerden daha muhkem ve uzun ömürlü olduğunu bilen ve bunu iktidarı için kullanma becerisine sahip bir parti. Kampanya dönemlerinde bu becerinin ‘akut’ versiyonlarına şahit oluyoruz; fakat bunlar, konjonktürün sunduğu mönüyle sınırlı, ‘kullan-at’ türünden, tabir caizse anlık duygu yönetimleri. Bir de sürekli olarak müracaat edilen, stratejik karakterli, her zaman devrede olan duygu yönetimleri var. İktidar, bunlardan ikisini çok seviyor ve kullanıyor. AK Parti, toplum hakkında laik-seküler muhalefetten ve onların partilerinden çok daha gerçekçi fikirlere sahip.

AK Parti İstanbul’u kazanabilir mi?

31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerin en kritik karşılaşması İstanbul seçimleri olacak. 14 Mayıs seçimleri muhalefet açısından bir hayal kırıklığı idi. Bir süre kendilerine gelemediler. Yenilgi onların üzerinde uyarıcı bir etki yapmış gibi göründü. AK Parti ise İstanbul ve Ankara’yı kazanmanın hesabı içinde. Bu kez aday tespitinde AK Parti geride kalmış görünüyor. Her seçimde adaylar çok önceden belirlenirken bu kez daha ağır gidiyor.

ABD İsrail’i neden “kaya” gibi destekliyor ?

1930’lu yıllarda Museviler ABD politikasında öncelikli bir yer tutmuyordu. Sonraları İsrail en önemli müttefik oldu. Kongre büyük ölçüde İsrail yanlısıdır. Bu da büyük ölçüde kaliteli İsrail lobisi sayesinde. Bir de AIPAC sayesinde . “Amerikan-İsrail Kamu İşleri Komitesi) AIPAC daha sonra siyasilere para yardımını rahatça yapacak Siyasi Aksiyon Komitesini kurdu. New Yorker dergisinin yazarlarından Jeffrey Goldberg, AIPAC'ın Kongre üzerindeki etkisini göstermek için üst düzey bir AIPAC yetkilisiyle yaptığı görüşmeden örnek verdi. Yetkili Goldberg’e boş bir peçeteyi göstererek şöyle demiş: "AIPAC isterse Kongredeki 70 senatör 24 saat içerisinde bu peçeteye imzalarını atabilir"

Denizbank 49.500 vuruşta ne anlattı?

Bu dolandırıcılığın baş aktörünün Seçil Erzan olduğuna bir şüphe yok. Zaten her iki ifadesinde de bunu bizzat kendisi anlatmış.Yani aslında konu adi bir suç olarak kalabilirdi.Ama olayın güçlü aktörlerinin yırtmak için yaptıkları kamu olarak bizi yakından ilgilendiriyor.
- Advertisement -

Denizciler 20 yıl önce de ABD ve NATO’yu Karadeniz’de görmek istemiyordu (bkz. Özden Örnek günlükleri)

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu “NATO'yu veya Amerika'yı Karadeniz'de istemediğimizi beyan ediyoruz” dedi ve nedenlerini bazı güncel ve askeri gerekliliklerle sınırlı tuttu. ABD ve NATO savaş gemilerinin Karadeniz’de bulunması konusunun en önemli veçhesinin ‘askeri’ içerikte olması eşyanın tabiatı gereği… Fakat daha altta siyasi-ideolojik bir bakışın, ABD-NATO’dan uzaklaşma ve Rusya’ya yaklaşma gibi bir boyutun da bulunduğunu saptamazsak mesele eksik kalır.

En Son Çıkanlar