Volkswagen, Brezilya’daki 70. yılını kutlamak için 1982’de henüz 36 yaşındayken hayatını kaybeden ülkenin en sevilen şarkıcısı Elis Regina’yı yapay zeka ile hayata geri döndürdü, reklamında oynattı. Reklamı izleyen Brezilyalılar önce erken yaşta kaybettikleri Brezilya’nın pop divası Elis Regina’yı gördükleri için ağladı, sonra öfkelendi, Volkswagen’in bu yeni reklamına etik soruşturması açıldı . Elis Regina, 21 yıl ülkeyi demir yumrukla yöneten askeri cunta muhalifi bir solcuydu, Volkswagen ise cunta ile iş birliği yapan, sendikalı muhalif işçileri işkenceci askerlere teslim eden bir Alman firmasıydı. Elis Regina, geçmişte “goril” dediği cuntacı askerlerin hapis tehdidi karşısında zorla bağımsızlık kutlamalarına katılıp milli marşı okumuş, bu nedenle muhalifler tarafından dışlanmış, itibarını kaybetmişti. Ölümünden tam 51 yıl sonra Elis Regina yine istemeyerek şarkı söyledi, fakat bu sefer namlu zoruyla değil, yapay zeka teknolojisi nedeniyle.
MİT, 15 Temmuz darbe girişimini ihbar eden binbaşı O.K.’nın ifadesinin alınmasına savcılık talebine rağmen izin vermedi ve o gece MİT müsteşarını ‘almakla’ görevli Kara Havacılık Okulu’na açılan davanın iddianamesi ‘domatessiz menemen’ misali O.K.’sız yazıldı. Fakat daha sonra iki savcı ihbarcı binbaşıyla görüştü ve bir tutanak tuttu. O.K. orada darbe ihbarında bulunduğunu açıkça söyledi… Hulusi Akar yedi yıl sonra ilk kez konuştu ve bu kritik açıklamayı görmezden gelerek “15 Temmuz’da darbe ihbarı yoktu” dedi. Gerek alınamayan ifade gerek Akar’ın vurgusu ve ısrarı gösteriyor ki, 15 Temmuz’un hakikatinin anlaşılmasında binbaşı O. K.’nın ihbarının içeriği ‘anahtarların anahtarı’ niteliğindedir.
Onlar bizim kuşağın, en gözü pek, en düzene başkaldıran, zeki çocuklarıydılar. Cesurdular. Cesaret bir meziyetse onlarda bu meziyet fazlasıyla vardı. İhtilalciliğin yükselişe geçtiği yerde cesaretli insan sayısı artar. Hatta kimi zaman en beklenmedik isimler, en gözü kara eylemlerin başını çekebilirler. Tabii böyle dönemlerde mantığın, aklıselimin de büyük ölçüde yitirildiğini biliyoruz.
İktidardaki Sosyalist Parti ( PSOE), seçimlerde merkez sağ Halk Partisi’nin (PP) gerisinde kaldı. Ama PP ve aşırı sağ Vox’un sandalye sayısı hükümet kurmak için gereken 175’den 6 eksik. İki partinin bu eksiği tamamlaması kolay değil. Çünkü oyun kurucu pozisyonunda küçük Katalan ve Bask milliyetçisi partiler var. O partiler de parlamentoda 153 sandalyede kalan PSOE ve sol ittifak SUMAR’ın koalisyonuna desteğe daha yakın. Sanchez için Katalan ve Bask partililerle pazarlık “bölücülük” suçlamalarını da beraberinde getirecek. Bu suçlamalara karşı bir ihtimal de büyük koalisyon yani PSOE-PP koalisyonu. Kral’ın ilk yetkiyi vermesi beklenen Başbakan Sanchez şimdilik buna karşı.
Türk Dil Kurumu, Türkiyeli kelimesini sözlüğe ekledi ve bu da küçük bir depreme sebebiyet verdi. Türkiyeli kelimesi için TDK, “Türkiye’de yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse” tanımını yaptı. Nihayetinde TDK, Türkiyeli’yi sözlükten çıkardı. Peki, ne oldu? Türkiyeli kelimesi berhava mı oldu? Anlamını mı kaybetti? Sözlükten çıkarıldı diye hükmünü mü yitirdi? Hayır, öyle olmadı. Kelime hayatiyetini koruyor, mühim tartışmalarda başköşede oturmaya devam ediyor. Ama bu olan bitenden çıkarabileceğimiz bir sonuç var: Hep Kürtlerin Türkiyelileşmesinden söz ediliyordu ya, bu tartışma bir kez daha ortaya koydu ki galiba asıl ihtiyaç, Türklerin Türkiyelileşmesi!