Lineker’in ünlü cümlesindeki ‘Almanya’yı dünya futbolunun hegemonik milli takımlarını temsil eden bir kavram olarak kullansak, ona nazireyle “Futbol 90 dakika süren ve sonunda ‘Almanya’lardan birinin kazandığı basit bir oyundur” da diyebilirdik. Katar, bu hükmün en fazla yanlışlandığı Dünya Kupası olarak tarihe geçecek gibi görünüyor.
Toplum yeni bir arayış içinde. Genç nüfus, seçimlerin kaderini etkileyecek kadar dünyayı farklı okuyor. Muhalefet değişik kollardan bir araya gelerek yeni bir uzlaşma zemini oluşturdu. Toplumlar refah ve demokrasinin hayatlarını zenginleştirdiğinin bilincinde. İnsanlığın beklentileri yükseldi. Daha iyi hayatlar için bir heyecan görüyoruz.
Kendisini fena halde hizip kavgaları ve vekalet savaşlarına kaptıranlar artık tedavisi zor pelikan virüsünü kapmış halde. Onlar için artık en büyük düşman iktidarın cumhurbaşkanı adayı değil, muhalefetin rakip cumhurbaşkanı aday adayları. Önümüzdeki aylarda cumhurbaşkanı adayını belirleyene ya da aralarında anlaşana kadar muhalefetin liderlerinin önündeki en büyük sınav, tabii eğer ittifakı önemsiyor ve devam ettirmek istiyorlarsa, bu virüsün yayılmasını engellemek olacak.
Askerî kariyerlerine akademik dereceler de eklemiş eski subayların tartışma programlarında sergilediği kimi akıl yürütmeler ve dünyaya, yaşama, ülkeye, insana, tarihe ve kültüre ilişkin kimi görüşleri izleyicilerde şaşkınlık yaratacak cinstendi. İzleyicilerin çoğu şöyle düşündü: “Yahu bu adamlar yıllarca TSK’nın o makamlarında nasıl görev yapmış, binlerce insana komuta etmişler!”
Buna ancak değişik eğilimleri kapsayan bir uzlaşma modeli merhem olabilir. Zaten bu uzlaşma 2019 yerel seçimlerinde sonuç verdi. Uzlaşma, ideal olanı değil, mümkün olanı yapabilmeyi sağlar. Bismarck, “Siyaset, mümkün olanın sanatıdır” der. Gerçekten de 6’lı masa içindeki değişik çıkışlara, bazı konularda değişik tepkilere bakarak, sürekli bir mükemmellik sorgulamasına gitmek, siyasetin doğasına aykırı.