Fransa 2023-2024 eğitim öğretim yılını yeni bir yasakla açtı. Halihazırda Fransa’nın kendine özgü katı laiklik anlayışı nedeniyle devlet okullarına başörtüsüyle giremeyen öğrencilerin boyundan bileklere kadar vücut hatlarını kapatan abaya giymeleri de yasaklandı. Okullara “Kıyafet denetçilerinin” konulmasının dahi tartışıldığı Fransa’da bu yasak üzerine siyaset ikiye bölündü. Liberaller, merkez ve radikal sağcılar ve komünistler yasağı savunurken, Melenchon liderliğindeki Fransız solu ve Yeşiller yasağa sert bir şekilde karşı çıkıyor. Abaya yasağının Fransız siyasetini nasıl şekillendireceği muğlak. Fakat ters tepeceği, sadece elbisesi uzun olduğu için okula giremeyen birçok genç Müslüman öğrenciyi küstüreceği kesin. Zira işi gücü bırakıp lise öğrencilerinin elbisesinin metresini ölçen bir devlet ülkenin %10’unu oluşturan Müslümanları bu gidişle kapsayamayacak gibi duruyor.
Suç, bir etnik gruba ya da toplumun “yabancılarına” has değil, suç bireysel, suçları Suriyeliler, Türkler ya da Afganlar işlemiyor, suçlular işliyor. Milyonlarca insan içinden suç işleyenlerin çıkması o etnik grubu külliyen suç makinesi yapmıyor. Ancak bugünlerde bunu anlatabilmek çok zor. Zira…Ekonomik sorunlarla patlama nokrasına gelmiş, ifade hürriyeti, demokrasi sorunlarıyla sağlıklı iletişim kuramayan bir toplum var. İnfaz düzenlemeleriyle suçlular dışarıya çıkarıldı. “Bizde öyle bir şey olmaz” eşiği çoktan aşıldı. Perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor.
Şu günlerde herkesin dilinde aynı haklı eleştiri var: “Muhalefet eskiden de kelimenin gerçek anlamıyla siyaset yapmazdı ama hiç değilse konuşurdu, artık o da yok…” Neden böyle? Çünkü anlaşılması zor olsa da düpedüz yanlış iktidar politikalarının ‘teşhiri’ suya yazılmış gibi sadece silik bir etki yaratıyor ve bu da kendisiyle birlikte muhalif siyaseti anlamsızlaştırıyor. Türkiye’de yıllardır yaşanan bu tuhaflık son seçimden sonra iyice kökleşti. Buraya nasıl geldik? Hangi sosyal-psikolojik ortam iktidara böyle bir ‘güzellik’ sunuyor? Buradan nasıl çıkılır? Benim, konu siyaset olunca biraz tuhaf karşılanabilecek bir önerim var: Bir süreliğine siyasi teşhirden vazgeçmek.
Borsa İstanbul'da yatırımcı sayısı tarihi zirve noktasına ulaştı. Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun 11 Eylül'deki son verisine göre yatırımcı sayısı 7 milyonun üzerinde. Instagram reels videolarında halka arz esprilerinin milyonlarca kişi tarafından izlendiği ve halka arzlar ile 500 lirasını 1000 lira yapanların hikayesi kamusal alanda bu kadar konuşuluyorken BIST 100 endeksinin rallisine aynı hızlı devam etmesi mümkün mü görüp izleyeceğiz.
Var olan modelin, KPSS’nin, fevkalade bir model olmadığını söyleyebiliriz, eleştiriye açık birçok yönünün olduğunu da düşünebiliriz ama ülkemiz şartlarında halihazırdaki en iyi model olduğunu da kabullenmek zorundayız. Seçim öncesinde hem iktidar hem muhalefet mülakatı kaldırmayı vaad etti. Cumhurbaşkanı, "Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız demişti. .Mülakatı kaldırmayacaklarını açıklayan Milli Eğitim Bakanı’nın konuya ilişkin yapmış olduğu kısacık açıklamada dahi torpile atıfta bulunması mülakatın ideal yöntem olmadığını göstermiyor mu?