GÜNÜN YAZILARI

Adayı merak ediyordunuz: Davutoğlu’na kızmayın

Hemen her gün medyada 6’lı masaya ilişkin “skandal” diye abartılan haberler yer alıyor. Davutoğlu’nun başkanların yetkileri üzerine söyledikleri de ortalığı karıştırdı. Peki gerçekten 6’lı masa bir karmaşadan ibaret mi? Öncelikle birinci senesini dolduran bu birliktelik, ortak siyaset konusunda başarılı bir tecrübe oldu.

“Yargılatmayacağım, tek bir evladımı vermeyeceğim, surda gedik açtırmayacağım”ın anlamı ne?

Devlet Bahçeli’nin, Sinan Ateş suikastı bağlamında son iki grup toplantısında tablonun bütün açıklığına ve onca sıkışmışlığına rağmen dile getirdiği ‘rest’ tonundaki çıkışları bir yanıyla onun büyük çaresizliğini gösteriyor. Fakat burada asıl sorulması gereken soru şu: Ya bu kadar çıplak bir tablo karşısında bile dediklerini yaptırır; “yargılatmaz, tek bir evladını vermez, gedik açtırmazsa?..” Böyle bir sonuç a) toplumsal ruh halini nasıl etkiler, b) bugünkü iktidar yapısı, bugünkü ve yarınki Türkiye hakkında bize ne söyler?

Bir tek dağların yeri değişmemişken…

Türkiye’de son 15 yılda siyasette herhalde sadece dağların yerleri değişmedi. Ama bu değişimin farkına varmayanlar, hala eski hesapları güdenler de var. Mesela İYİ Parti Lideri Akşener, durup dururken 2010 referandumunda evet verenleri suçladı, “haklı çıktık” dedi. Sonra parti sözcüsü bu suçlamayı sürdürdü. Anlaşılan İYİ Parti, anketlerden memnun ve CHP’den daha fazla oy almanın peşinde. Eh bunun için de Kemalistlerin ve milliyetçilerin asla affetmediği YAE’ciler ve 2010 referandumundan daha iyi ve savunmasız düşman nereden bulunur?

Selahattin Demirtaş Serbestiyet için yazdı: “Satılık oy var mı?”

HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş Serbestiyet için kaleme aldığı yazısında “dürüst Müslümanlar”a seslendi: “Hak ile batılın bu kadar iç içe geçtiği bir dönemde en büyük sorumluluk yine dürüst Müslümanlara düşüyor. Ben Müslüman halkımızın adaletten yana olacağına, bu zulüm düzenini değiştireceğine, kapısına gelen din tüccarlarına ‘Burada satılık oy yok!’ diyeceğine yürekten inanıyorum.”
- Advertisement -

İslamcıların, milliyetçilerin önündeki soru: Cepheleşme mi, uzlaşma mı?

Türkiye, ekonomik krizi, siyasi, sosyal bir bunalım ile birlikte yaşıyor. Toplum, sert bir kutuplaşma ile uzlaşma arasında bir tercih yapmanın eşiğinde. Önümüzdeki seçimler bu konuda millet olarak kararımızı ortaya koyacak. Şurası bir gerçek; kutuplaşmanın iki tarafında da sertlik yanlıları, radikal kavga taraftarları varlıklarını koruyor. “Şeriata geçit yok” diyenler hâlâ cepheleşme eğilimi içinde belli bir etkinliğe sahip. Dini siyasi bir referans olarak kullanmaya hevesli, “Ayasofya’yı cami yaptık… amacımıza yürüyoruz…” diyenler de diğer kutupta ağırlıklarını sürdürüyor.

En Son Çıkanlar