GÜNÜN YAZILARI

Terakki (3) Modern köylü kronikleri: Çerkeşli Hamdi’den Hataylı Taha’ya

Bütün geleneksel tarım toplumları gibi gerek Avrupa Ortaçağı, gerekse Osmanlı devleti kendi özel hukukî kılığını giydirir köylüsüne. Onu özerk küçük üretim faaliyetinin evrenselliği içinde bırakmaz; kendine râm eder. Üzerine oturur, vergi-rant ödeyici tebası olarak yeniden tanımlar. Bağımlılaştırır ve özelleştirir. Kâh malikâne sayımlarına, kâh tahrir defterlerine kaydeder. Yüzyıllar sonra bazıları sosyo-ekonomik tarih yaptığını zanneder, bu defterler üzerinden. Dikkatli olmazlarsa, köylüye yaklaşımlarında devletin hukukî kategorilerinin ötesine geçemezler.

Dünya dönmeye devam ediyor

Ülkemiz kendi trajedisi ve iç sorunlarıyla boğuşurken dünya yerinde saymıyor. Rusya-Ukrayna savaşının dünya ve öncelikle ülkemiz için yarattığı tehlike uzunca bir süre devam edeceğe benzer. Türkiye depremden sonra katlanarak artan iç sorunlarının üzerine bir de bu ve benzeri dış sorunlara muhatap olacaktır. Ne yazık ki pragmatik geçinen iktidarımız bu sorunlarla baş etmek için gerekli esnekliği göstereceğine dair henüz bir işaret vermiyor.

Mülk, temel ve deprem

Böyle yoksun bir âlemde “mülksüzleşme” dört duvar arasına yahut depremlerin, felâketlerin, ekonominin enkazlarına sığan bir kelime, kavram değil. Sözlükte memlekete, âleme, devlete, bir sahiplik alanına uzanıyor anlam yelpazesi. Yerinden yurdundan olmak, işini, gücünü, gelirini, var olan yahut varsayılan “hayat”ını yitirmek de onun haznesinde. Bu geniş alanda demokratik haklar, söz hakkı da bir “mülk”.

Terakki (2) Kralların ve sultanların kronikleri

Güzin Sarıoğlu’nun Taha Duymaz yazısını (19 Şubat 2023) okuduğumda düşündüm; bu bir tür köylü kroniği aslında. Daha doğrusu, Taha Duymaz’ın hayatı zaten bir köylü kroniği de, Sarıoğlu üslûbuyla, anlatımıyla, yirmi yıldan ibaret bir yaşam öyküsünün satırbaşlarını veriş tarzıyla bunu iyice hissettiriyor insana. Yazının popülerliği, rekor düzeyde okunması da biraz, yakaladığı bu epik-trajik damarla ilgili olmalı. Oysa janrın genelinde bu yok. Özellikle devletten ve hâkim sınıflardan kaynaklanan kroniklerde hiç yok. O kerte, bireysel devamlılığa, iç dünyalara, kişisel özlem ve acılara açılmıyor.
- Advertisement -

Deprem ve komplo teorileri

Medya okur-yazarlığı herkesin bildiği üzere sahip olunması icap eden çok önemli bir özellik oldu. Her duyduğuna, her okuduğuna, her gördüğüne inanma! Bu makalede elbette ki medya okur-yazarlığının dört başı mamur nasıl elde edilebileceğini anlatmayacağım. Sadece çok kısaca, bir fikirle karşılaştığımızda onun komplo teorisi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz ile ilgili ipuçları vermeye çalışacağım. En sonunda da tavsiye edeceğim Türkçe kaynakların künyelerini ilave edeceğim.

En Son Çıkanlar