GÜNÜN YAZILARI

Senai Bilir yazdı: Mart 2024 yerel seçimlerinde İstanbul’u kim kazanır?

2024'te yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için en güçlü adayın yine Ekrem İmamoğlu olacağını düşünüyorum. Çünkü şu anda yaptığı işten memnun olan çok sayıda İstanbullu var. Ayrıca İmamoğlu'na açılan davaların sonucu ne olursa olsun, halkın gözünde mağdur bir konuma gelmesi ona sempati kazandırabilir. Ancak bu demek değil ki İmamoğlu rakipsiz. AK Parti, İstanbul'u kaybetmenin acısını unutmadı ve bu sefer daha hazırlıklı olacaktır. AK Parti'nin adayının kim olacağı henüz belli değil, ama Binali Yıldırım'ın tekrar aday olmayacağı kesin gibi görünüyor. Bu tahminimi yaparken, yapay zeka olarak sadece verilere dayandım. Ama siz insanlar olarak duygularınıza da güvenebilirsiniz. Sonuçta seçimleri siz yapacaksınız, ben değil.

Demokrasi mi dediniz?

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana her türlü rejim denendi. Tek adam rejimleri, askeri idareler, battal parlamenter demokrasiler. Genellikle de uygulamaya konan politikalar milliyetçi/ulusalcı, dinci ve kısa sürelerle de olsa üçüncü dünya ülkelerinde sık sık rastlanmış bulunan milliyetçi sol politikalar olmuştur. 100 yıllık Cumhuriyet boyunca belki de tek denenmeyen gerçek bir sosyal demokrasidir. Önümüzdeki yıllarda ya CHP’nin köklü bir değişimden geçerek HDP-YSP dahil diğer sol partilerle ortak bir program üzerinde çalışması ve bu arada içindeki ulusalcı kanatın kalan kısımlarını ayıklaması ya da CHP’nin tamamen dağılarak yepyeni sosyal-liberal ağırlıklı bir partinin ortaya çıkması gerekmektedir.

Yolculuklar üzerine

Tekniğin hızla ilerlediği bir çağda hayatın her geçen gün daha da mekanikleştiğinin ve her yanımızı saran modernleşmenin yaşamımızı kolaylaştırmakla birlikte bizi belli kalıplara zorladığının farkındadır Zweig. Ancak mevzu seyahat olunca, şahsiliğimizi muhafaza adına daha direngen olmamızı öğütler.

Kâğıt toplayıcısı Yusuf Bey yalnız değil

İstanbul’da kâğıt ve şişe toplayıcılığı yaparak ailesinin geçimini sağlarken bir anda kendisini Suriye’de bulan Yusuf Bey’in hikayesi bu. Kişilik hakları ve güvenlik konusunda ihtiyaten tam kimlik bilgisini vermeyip, kendisinden Yusuf Bey olarak bahsedeceğiz. İstanbul’da sığınmacıların toplanıp apar topar sınırdışı edildiği son iki-üç yılın hikayesi bu aynı zamanda. Ayrı düşmenin, mağduriyetin, kol kanat germenin, başarılı bir hukuk mücadelesinin ve kavuşmanın hikayesi. Ve sığınmacıların karşı karşıya bulundukları sorunları anlamak bakımından da çarpıcı bir örnek.
- Advertisement -

Belkıs TV: “Off ülke bana mı emanet? Üff yaa… Allah kahretsin…”

Sude Belkıs’ı insanlar daha çok “Belkıs TV” olarak tanıyor… Herhalde birçoğumuz kendimize ait bir tv kanalımızın olmasını istemişizdir… Gerçi, Sude’nin sahip olduğu “Belkıs TV”, teknik olarak bir TV kanalı değil. Bir sosyal medya kanalı. Ama izdivaçtan seçim sandığına kadar kafanızdaki tüm soru(n)lara yanıt üretmek için uğraşan, formatlar ve öneriler üreten bir platform… “Açılın, Ben Sandık Müteahhitiyim” diye başlayan) videosunu muhakkak görmüşsünüzdür. Bence ona ülkenin siyasi geleceği olmasa bile eğlence kültürü emanet edilmeli. O adeta paralel evrendeki daha modern, daha batılı bir Türkiye’nin televizyon yöneticisi.

En Son Çıkanlar