Dış politikadaki üslup ve tutarsızlık dış dünyada ülkemiz hakkındaki soru işaretlerini çoğaltıyor. İktidarın sabit bir hat üzerinden ilerlemeyeceği, istikrarlı hareket edeceğine güvenilemeyeceği kanaati yaygınlaştığından ülkemizin belli başlı partnerlerinin herhangi bir taahhüde girmeden seçimleri bekleyeceği açıktır. Seçimlerin bu alanda bir şey değiştirip değiştirmeyeceğini ancak zaman gösterecektir.
“Demokrasilerde çareler tükenmez” sözü ilk başta yönetenler için ve onlar açısından söylenmiş bir söz iken bugün tam aksine yönetilenler için ve onlar açısından söylenmelidir. Halk artık çaresiz bir bekleyişe teslim olmak, seçimden seçime önüne getirilecek sandıkları beklemek zorunda değildir. Her an her konuda söz söyleme ve dahası müdahil olabilme gücüne sahiptir ve gözetim demokrasisi tam da her an her yerde yaşatılan en sivil demokrasi biçimi olduğu için her türlü despotluğu geriye dönülmemek üzere bitirici bir olasılığı içinde taşımaktadır.
Fikirlerin, daha da önemlisi yargıların havada uçuştuğu günümüz dünyasında, futbol severlerin çoğunluğu, Katar 2022 Dünya Kupasında biraz çekingen, biraz “Allah affetsin” modunda. Kimisi solculuğunu sorguluyor, Katar’da bunca insan turnuva için yapılan inşaatlarda ölmüşken, siyasal İslamcılar turnuvanın Katar’da düzenlenmesini Batılı değerlere karşı bir zafer olarak gösterirken, haktan adaletten taviz vermemesi gereken bir solcu nasıl olur da kendini maçları izlemekten alıkoyamaz? Yaşadığı sevinç ve heyecan biraz ayıp kaçmıyor mu?
Ankara’yı sevmek, o aidiyeti yaşayan insanın kendisini de sevmesiyle büyüyen bir sır sanki. Temelinde sadakat, bir tür güven filan var. Sürprizsiz… Yani kedi sevgisi gibi değil, daha çok köpek sevgisi gibi. İstanbul’un kedilerini ise edebiyatı, hikâyesi, hayatla, denizle, balıkla iç içe efsaneleriyle de tanıyoruz. İstanbul’la sadece “rakı-balık” özdeş değil, “kedi-balık” da var. Başkentin ise Ankara Kedisi… Hayatım boyunca şahsen tanışamadım.
75 yaşındaki Enver İbrahim bu hafta yemin etti ve Malezya’nın 10. başbakanı olarak göreve başladı. Enver İbrahim’in başbakanlığa uzanan macerası engellerle doluydu; 1998 yılında bir komplo ile başbakan yardımcılığından uzaklaştırılmış, eşcinsel ilişki yaşadığı iddiasıyla hapse atılmış, karakolda dövülmüş, 5 yıl hapis yattıktan sonra adı BM Genel Sekreterliği için geçmiş, siyasete geri dönünce yine aynı iddialarla hapse atılmış, eşinin kurduğu partinin seçim kazanmasıyla özgürlüğüne kavuşmuştu. Enver İbrahim’in 24 yıllık mücadelesi sığındığı Türkiye Konsolosluğu’ndan karakollara, cezaevlerine uzanan çetrefilli fakat nihayetinde hukuksuzluğun, siyasi güdülerle hareket eden mahkemelerin kaybettiği umut dolu bir hikâye.