Eserleri arasında hangisi Akar’ın magnum opus’u? Cevabı, TSK’nın yeniden yapılandırılması ve dönüştürülmesi sürecinde oynadığı “organikleştirici” rolde aramalıyız. “Organikleştirici” derken Erdoğan’ın ve AKP’nin TSK’ya ilişkin politik tasavvurlarının dışavurumu olan yasal düzenlemelerin TSK’nın habitus’unun kendine özgü diline tercüme edilmesi, ona yedirilmesi ve orada gerçek bir yaşam alanı bulmasının sağlanmasını kastediyorum.
Siyaset, “niyet edilmemiş sonuçlar”ın cirit attığı bir alan. Ne kadar usta olursanız olun etkileşimlerin yaratacağı yönü, doğacak sonuçları tayin edemezsiniz. Çünkü insanların iradesi var ve bu, ne kadar yetkin olursa olsun tek merkezden belirlenebilir bir şey değil. Siyasetin bu altın kuralını ezip geçeceğini düşünenler kimler ve seçimde onları ne bekliyor?
Belki binde birlik oy gücü bile olmayan nice küçük sosyalist grubun temsilcileri bu destekle Meclis'e girebildi. Görebildiğimiz kadarıyla bu durumun bu şekilde devam etmesi Yeşil Sol Parti’yi zorluyor. Pervin Buldan’ın dün yaptığı açıklamayla bu rahatsızlık iyice açığa çıktı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın çatısı altında bazı bölgelerde kendi listeleriyle seçime girme kararı alan Türkiye İşçi Partisi’ni (TİP) isim vermeden hedef aldı: “Yeşil Sol Parti dışında atacağınız her oy AKP’nin işine yarar.”
AK Parti’nin yeni reklâm filmi de nostaljik. Lâkin bu kez her anlamda savaş nostaljisi… Film kavgadan, marazadan, “Biz geriliriz, didişiriz, hırçınızdır, yeri göğü titretiriz” repliklerinden, savaş görüntülerinden geçilmiyor. Çarşıdaki esnaf yaka paça, çiftçiler yumruk kürek. Parktaki çocuklar bile kavga ediyor. Herkes sinir küpü, herkeste filmin repliğindeki gibi bir “deli kan”. Finale de o havaya uygun tehditle gidiliyor: “Yan bakarsan fena olur…” Pes artık…
Kültürel olarak kendini uzak hissettiği Osmanlı toplumu içinde yalnızlık çeken ve yabancı arkeologlarla devamlı rekabet içinde olan OHB için Batılı meslektaş ve arkadaşları nezdinde itibar kazanmak ve Batılı bir beyefendi muamelesi görmek çok önemliydi. Hatta kardeşi Halil Edhem Bey’in hilafına Rum kökenine vurgu yapmaktan hoşlanır ve tarihçi Edhem Eldem’in işaret ettiği üzere muhtemelen arkeolojik eserlerle Batılılar gibi kendi kökeni arasında ilişki kurardı. Bu onun kişisel zaafıydı.