GÜNÜN YAZILARI

Masal masal magazin

Yani bu menajerinin gücünü ‘abartıyor’ olamaz mısınız? Gezi olaylarından belediye seçimlerine kadar her yerde parmağı varmış. Herkesi çekip çeviriyormuş. Neredeyse Türk insanını dizayn ediyor demeye getiriyorlar… Magazin dünyasından çıkan biri memleketi böylesine avcunun içine alıyorsa acaba o devletin işleyişinde bir eksiklik olduğunu ima etmiş olmuyor musunuz? Hukuksuzca işleri varsa yargılansın, ceza alacaksa alsın. Ama her hıyarım var diyene Darth Vader muamelesi etmeye gerek var mı? Bunu düşünen biraz kendini de küçültmüyor mu?

……ne yapsa yeridir

Trump, “America First” derken ABD tarihindeki toprak genişlemesi olan “Manifest Destiny”i de (Kaçınılmaz Kader) kastediyor. Dünya değişirken Trump diplomasiyi de değiştirdi. Bu sözleri Trump değil de başka bir ABD Başkanı söylese idi belki tepkiler farklı olurdu. Sefirler geri çekilir ilişkiler bozulurdu. Devletlerin çoğu” o Trump’dır ne derse yeridir” diye düşünüyor olmalı.

Güneş gerçekten Çin’den mi doğuyor?

Geçenlerde İstanbul’da katıldığım bir toplantıda konuşmacı olan ve bir üniversite tarafından ülkemize davet edilen Singapurlu emekli büyükelçi ve profesör, ölçüsüz ifadelerle Çin’i övücü bir konuşma yaptı. Çin’in karşılaştığı başta nüfusun yaşlanması ve azalması gibi sorunları dile getirdiğimde bunların robotların daha fazla kullanılması ile aşılabileceğini, Uygur sorunundan bahsettiğimde Şinkiang halkının (tabii Doğu Türkistan demedi ve Uygur adını kullanmadı) Gazze’deki Filistinlilerden daha iyi durumda olduğunu anlattı.

Krallığı alaşağı etti, sonra İmparatorluğu getirdi

Fransız Devrimi’nin üzerinden yaklaşık 130 yıl geçti. Devrimlerin coğrafyası Avrupa’nın batı ucundan doğu ucuna kaydı. John Reed’in “Dünyayı Sarsan On Gün” diye idealize ettiği uğultunun içinde Lenin, peşpeşe “Devlet ve İhtilâl”i (Ağustos-Eylül 1917) ve “Proletarya İhtilâli ve Dönek Kautsky”yi yazdı (Ekim Kasım 1918). Sadece Bolşevik Devrimi için değil, genel olarak bütün modern devrimler için, (a) iyi, faydalı ve (b) kaçınılmaz olmalarının ötesinde, yeni bir argüman geliştirdi: (c) o kadar da pahalıya malolmadıklarını iddia etti. Evet, dedi, tabii vardır devrimin kanlı bir bedeli. Ama işçilerin ve bütün emekçi sınıfların devrim olmadığı takdirde Eski Düzen altında yaşamaya devam edeceği sürenin günlük acılarının toplamıyla karşılaştırılacak olsa, devrimin maliyetinin çok daha düşük olduğu görülecek; üstelik bu sayede, insanlığın mutlu geleceğine çok daha geniş ve ferah bir yoldan, çok daha çabuk ulaşmak mümkün olacaktır.
- Advertisement -

… Ve silâhsız Kürtlerden silâha kırmızı kart: 2015 Hendek felaketi

Çözüm Süreci’nin PKK’dan ve Erdoğan’dan gelen karşılıklı volelerle ekarte edilmesinden bir süre sonra (ki Çözüm Süreci’nin gömülmesi gerek devlet-iktidar gerek PKK için bir kazan-kazan operasyonuydu) PKK Güneydoğu’daki Kürt şehirlerinde alan tutmayı ve orada kalıp devlete karşı direnmeyi hedefleyen Hendek çatışmalarını başlattı. Bu da Kürtlerin silaha ve -silahlı direnişte ısrara ettiği sürece- PKK’ya geri dönüşsüz olarak kırmızı kart göstermesi sonucunu doğurdu.

En Son Çıkanlar