Anayasa değişikliği Tunus’a ne laiklik ne de teokrasi getiriyor. Aksine cumhuriyetin kuruluşundan beri var olan bir mirası daha da ayyuka çıkarıyor. Said’in yukarıda bahsi geçen miras eşitliği mevzunda olduğu gibi birçok mevzuya belki hukukçu kimliğinin de etkisiyle bir müçtehid gibi yaklaşması birçok açıdan Burgiba’yı hatırlatıyor.
Yeni bir çözüm süreci için muhalefetten adım atması bekleniyor. Lakin muhalefet, bilhassa da beklentilerin odağındaki CHP, kendi çözüm stratejisini ortaya koymuyor. Geniş kesimleri bir araya getirecek bir süreci nasıl tanzim edeceğini açıklamak, yöntem ve içeriğini somutlaştırmak, hakikatle yüzleşmek ve bunun gereklerini yerine getirmek ise muhalefete ivme kazandırabilir.
Radyodaki standart akış nedeniyle milletin Batılı dansları mecburen türkülerle yapması, Anadolu Pop’u, Rock’ı da intihalen etkiliyor. Zira miladındaki Pop, Rock türkülerin hepsi oynak, “Halk Oyunu”na değil dansa davet. 1960’lardan başlayarak “Asmam Çardaktan”lar, “Kundurama Kum Doldu”lar artık türkü değil hızlı dans müziği. Kum dolan kunduranı çıkarıp “Abidik gubidik twist”ini çorapla yapıyorsun. “Titrek Shake” için horonu, kalabalığa karışacaksan “Lokomotif Dansı”nı bekliyorsun.
Eski M-19 militanı Gustavo Petro, 7 Ağustos’ta yemin ederek Kolombiya’nın ilk solcu devlet başkanı oldu. Gustavo Petro’nun hikayesi sadece işkence gören, hapis yatan, hukuksuz bir şekilde görevden alınıp yerine kayyım atanan bir belediye başkanının devlet başkanlığı makamına ulaşmasından ibaret değil. Petro’nun hikayesi aynı zamanda çatışma yerine barışı; zafer naralarıyla intikam almak yerine zaferi farklı kesimlerle büyütmeyi; uzlaşıyı ve iş birliğini seçen, bu uğurda öldürülen, yok sayılan, tehdit edilen Kolombiyalıların da yıllardır süren mücadelesinin hikayesi.
Ne yalan söyleyeyim, ben kendimi taş gibi, çok ortodoks bir solcu olarak düşünürüm. Ve hayatımda hiç Cumhuriyet gazetesini, ortodoksluk bir yana dursun, hafifçe bile solcu olarak düşünmemişimdir. Cumhuriyet yazarı/okuru türünü ise her zaman siyasî muarızım olarak görmüşümdür. (Muarız biraz eski bir kelime oldu; isterseniz basitçe ‘düşman’ diyebiliriz).