GÜNÜN YAZILARI

Türk’ün Türk’e propagandası

Kamuoyu tartışmalı dış politika konularındaki bütün tezlerimizin doğruluğuna ve bunların hukuken de geçerli olduğuna inandırıldığı takdirde ilgili sorunların çözüme ulaşması da o ölçüde zorlaşır. Bir uzlaşma arayışını izah etmek güçleşir. Israr ve sebatla gündemde tutulan tezlerden geri dönülmeye kalkılırsa bu kamuoyuna nasıl izah edilir? Karşı taraf da kendi tezinde ısrar ettiği takdirde orta yol nasıl bulunabilir? Bulunmazsa sorun nasıl çözülür?

Sivil toplum olarak akademi versus influencer akademisyenler

Üniversitelerimizde sivil toplumun üretilme imkanı giderek zayıflamaktadır. Bunun sonuçlarını sosyal medyada ortalama bir Anadolu ilçesi kadar takipçisi olan akademisyenlerimizin paylaşımlarında görebiliriz. Neredeyse hiçbir toplumsal, politik meselede konuşma sorumluluğunu üstlenmeyen; fotoğraf, kitap ve özlü söz paylaşımı yaparak kişisel popülaritelerine oynayan ve her geçen gün birer influencera dönüşen komik bir hali ifade ediyorlar.

Sahte alıntılar: “Ne fark eder” diyenlerden bir rica…

23. ölüm yıldönümünde sosyal medyada çoğunlukla şiirleriyle anıldı Can Yücel. Ama tuhaf bir şekilde, anılırken kullanılan şiirlerin önemli bir kısmı ona ait değildi. Üstelik, ona ait olamayacak kadar başka bir dünyanın şiirleriydi bunlar. Adeta bir “yaşam koçu” şipşaklığında, acilen hayatımızı düzenleyiverme iddiası taşıyan şiirler... Prof. Dr. Semih Çelenk de had safhada rahatsız olmuş bu durumdan ve “Can Yücel şiiri” diye ortalıkta dolaşan metinleri ayıklamaya başlamış. Neredeyse 10 yıldır bunu yapıyor. Bugüne kadar 50 tanesini ayıklamış.

Ya bir şarkı, ya bir dua…

Demeye dilim varmasa da, her yönüyle “ölüm, yas magazini”, “tek tip ölüm süslemeciliği”, “kederi koyulaştırma, yönlendirme makyajı”, hatta “ölüm asparagası” diye bir şey var. O alaylı, kaba zanaat, onun matbû dili ülkemizde de makbul. Kara günlerin “beyaz” yalanları… Ki boş yere, körü körüne canından olmasın, ölünce badem gözlü olan insan.
- Advertisement -

“Kavgaya hazır olmalısınız”

“... Bütün dünyaya hükmediyorlar. Yahudi demek sinema, edebiyat, medya, felsefe, sanat, banka, ticaret, gıda, teknoloji, sanayi demek. Bütün su başlarını onlar tutmuş. Yahudilerle kavga ettiğinizde bütün bunlarla kavgaya hazır olmalısınız…” Bu sözler, manyak ve habis bir komplo teorisyenine değil, geçenlerde ölen ve arkasından müthiş övgüler düzülen, müthiş gözyaşları dökülen Rasim Özdenören’e ait.

En Son Çıkanlar