AK Parti 2010’ların ilk yarısından itibaren başlayan yavaş ama kararlı oy erimesine karşı ittifak arayışlarını başkanlık sistemine geçişle bloka dönüştürerek halletti. Böylece karşı tarafa geçiş ihanet haline geliverdi. İşte bu noktada Erdoğan artık %35’lik AK Parti’nin değil %50’lik Sağ Blok’un doğal başkanı. Erdoğan, gücünü artık bu pozisyondan devşirdiği gibi onu AK Parti genel başkanı olmasına göre çok daha güçlü kılıyor. Bu sağ blokun kendi içinde ise fikirsel olarak uzlaşması o kadar kolay değil. Ancak nelere karşı oldukları konusunda hemfikirler.
"HDP’nin gerilemesi, ayrıca analize muhtaç. TİP’in 4 milletvekilliğini kazanması, bir sol damarın toplum içinde varlığını sürdürdüğünü hatırlatıyor. Bütün bunların ötesinde, meseleye olumlu tarafından bakarsak, seçimlerin barışçı bir ortam içinde yapılması, seçmenlerin sandığa giderken oylarıyla iktidarı değiştirebileceklerine inanmaları, Türkiye’nin demokrasi karnesine yazılmalı."
Hiç şüphesiz bu seçimin dip dalgası, çapını hiç tahmin edemediğimiz ‘milliyetçilik…’ Fakat bütün bunlar bizi dindar-muhafazakâr kesimlerde, son haftalarda Serbestiyet’te çok sayıda örneğini verdiğimiz başka bir ‘dip dalga’nın daha var olduğu hakikatinden uzaklaştırmasın; bu, onlara karşı da büyük bir haksızlık olur. (Bu arada yaşanan büyük hayal kırıklığının şu âna kadar ‘makarnacılar’ söyleminin uç vermesine neden olmadığını memnuniyetle kaydetmek isterim.)
Türkiye’de seçimler partilerin katıldığı ama sonunda bir şekilde Erdoğan’ın kazandığı bir spora dönmüş durumda. Reisçilik Türkiye’nin artık sadece siyasi değil, sosyal bir gerçeği. Muhalefet bu 15 günde en çok bu hayalkırıklığı hissiyle mücadele edecek. Ama seçimden muhalefetin çıkaracağı en yanlış ders bu mahalleleri aşmayı amaçlayan ittifak siyaseti yerine daha fazla kendi mahallesine doğru kapanmak olur.
Uzun söze gerek yok… Bu seçimle ilgili tahminlerimde iki yanlış yaptım. Tomurcuklanan bir olgunun derinleştiği zehabına kapılırken, gözümün önünde duran bir başka olguyu küçümsedim. Referandum türü bir seçim olmasa, aslında sonuçlar muhalefet için pek de kötü sayılmaz. AK Parti ve Cumhur İttifakı oyu az da olsa düştü, CHP ve Millet İttifakı oyu az da olsa yükseldi. Ancak halk şu anki ideolojik viraja onay verdi. Yeni İttihatçılık iktidarın topluma bir daveti olarak başladıysa da görünen o ki ‘mutlu’ bir buluşmaya işaret ediyor.