GÜNÜN YAZILARI

Mutabakat: Uzak diyarların tropikal meyvesi…

2300 maddeyi okuyunca eski Türkiye’nin geri döneceğini zannetmek epey aşırı yoruma giriyor. Hadi bunu Sabah başyazarının yapması için metni okumasına gerek yok. Ama Halk TV’nin moderatörlerinden birine de öyle gelmiş. Geçmişte ve bugün bir sürü kötülüğün gerekçesi olmuş “Devletin itibarı” nın yeniden inşa edilmesiyle umutlanan muhalif olmak Türkiye’ye özgü bir anomali olmalı. Eski Türkiye’yi devletin itibarlı olduğu, kurumlarının şahane çalıştığını sanmak için afaziyle malul olmak gerek. Demek ki metinde kim ne ararsa onu bulmuş. Mutabakat metinleri biraz böyle olur.

Milliyetçi fay hatlarını aşabilmek mümkün mü? Kürt meselesi, Kıbrıs meselesi…

Kıbrıslı Türklerin önemli çoğunluğu, üzerlerinde Türkiye’nin vesayeti olduğunu düşünüyor. “İtfaiyemiz bile Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı” diyerek kendi kaderlerine kendileri karar vermek istiyor. Rumlarla bir anlaşma zemini yakalayarak Avrupa Birliği vatandaşı olmak istiyorlar. 6’lı masanın programının açıklanmasının ardından Kıbrıs’ta eleştiriler gelmeye başladı.

Vietnam (3) “Revizyonizm” ve “burjuvazi” gitti; “yolsuzlukla mücadele” geldi

Devrim, aynen bir zamanlar Mao’nun överek belirttiği gibi, son derece otoriter bir olay. “Bir sosyal sınıfın başka bir sosyal sınıfı devirdiği” bir şiddet eylemi. Marksizm bu şekilde teorileştiriyor. Parti, 19. yüzyılda parti olarak başlamışsa da, 20. yüzyılda bu şekilde askerîleşiyor; “savaş örgütü” oluyor. Buna da bir “baş komutan” gerekiyor. Böylece daha ilk andan itibaren, iktidarın aşırı merkezîleşmesi, son derece hiyerarşileşmesi ve bir “kişi kültü”ne dönüşmesinin zemini oluşuyor. Komünist rejimler bir kere kuruldu mu, daha sonra liderin neredeyse sınırsız otoritesini biraz olsun törpülemek çok zor oluyor.

Yaşasın, mutabakat metnimiz oldu

Benim açımdan, metot her daim niyetten daha belirleyicidir. İşbu metnin hazırlanma metodu da, muhtevasından çok daha tayin edici.
- Advertisement -

6’lı masanın taca attığı top (anlayan beri gelsin)

48 bin 400 kelimeden oluşan toplam 244 sayfalık metinde Kıbrıs sorunu sadece 1 yerde küçük 1 paragraf olarak geçiyor. Onda da Kıbrıs sorunuyla ilgili “gelirsek bakarız” şeklinde bir tavır ortaya konarak Erdoğan ve Bahçeli’nin gaz vererek coşturduğu tribünleri yatıştırmak maksadıyla top taca atılıyor.

En Son Çıkanlar