GÜNÜN YAZILARI

Hayat uçan-konan duygulardan ibaret

Bir memleket değil de “bir ruh hâli” olan bir ülkeyi “hiçbir şey olamayan her şey” olarak tanımlasak… Yahut koca bir hayatı, öyle ülkelerin, hayatların içindeki insanları. Sonra mırıldanıp “Hislerimi değil de düşüncelerimi söylemekten bıktım” desek. Bir eşya, madde, “şey” değil de “duygu koleksiyonu” kursak bir ülkede, bir hayatta ya da bütün bunları hissettiren bir filmde… Adı “Bir avuç doğrunun (gerçeğin) yalan yanlış güncesi” olurdu belki de.

Erdoğan’ın standart menüsü ve muhalefetten beklenen cevap

Muhalefet seçim ortamının iktidar tarafından ideolojik ve psikolojik olarak sonuna kadar ‘sömürülme’ ihtimaline hazır olmalı. İktidar söyleminin üzerine çıkmak için yapılanların yanlışlığına, adaletsizliklere, aklı ve bilimi dışlayan uygulamalara yüklenmek, vatandaşın sıkıntılarını dile getirmek yeterli olmayabilir. Muhalefet toplumun isteyeceği ve gerçekçi bulacağı alternatif bir devlet, millilik, vatandaşlık ve gelecek tasavvuru üretmek durumunda.

Nefreti fonlamanın bedeli: Ruanda Soykırımı’na yatırım yapan iş adamı Felicien Kabuga 90 yaşında sanık sandalyesinde

1994 Ruanda Soykırımı sırasında sadece 4 ayda ırkçı Hutular 800 bin Tutsiyi vahşice katletti. Soykırım boyunca ırkçı radyo RTLM, Tutsilere “hamamböceği” dedi, onlar için mermi harcanmaması, palayla öldürülmeleri gerektiğini söyledi, Tutsilerin ve liberal Hutuların ev adreslerini paylaştı, neşeli şarkılar eşliğinde katliam çağrısı yaptı. RTLM’yi kuran ve Hutu milislerine pala ve silah dağıtan zengin iş insanı Felicien Kabuga, 20 sene sonra Fransa’da yakalandı ve 90 yaşında tekerlekli sandalyeyle sanık koltuğuna oturdu. Kabuga’nın suçlu bulunması durumunda sadece tetiği çeken kullanışlı aparatların değil, silahı o ellere verenlerin, sırtları sıvazlayanların da hesap vermesi sağlanacak.

Ukrayna’nın Stalingrad’ı gelip çattığında, Türkiye ne yapacak?

İnsanlığın tecrübe birikimi her zaman geriye dönüktür. Önümüze yeni yeni olaylar gelir. Anlamaya ve adlandırmaya çalışırken ister istemez geçmişe bakarız. “Şimdi buna ne diyeceğiz? Tanıdık geliyor mu? Daha önce yaşadıklarımızı andırıyor mu, ya da hangisini andırıyor? 20. yüzyıl ortalarında A olmuş, sonra B olmuştu. Son aylarda A’yı hatırlatan bazı şeyler cereyan ediyorsa, B de mi tekrar kapımızı çalıyor acaba?”
- Advertisement -

İktidarın en zayıf karnı; yine bir cinayet

Sinan Ateş cinayetinde tetikçi dışında ikincil pozisyondaki isimlerin hepsi yakalanmış görünüyor. Geriye artık sadece varsa talimatı veren esas isimler kaldı. Bu yüzden de soruşturmada bundan sonra atılacak ilk adım bir siyasi krize neden olabilir. Peki o adım atılabilecek mi? Kolay değil. Çünkü o adımın atılması seçime dört ay kala Cumhur İttifakı’nın sonunu getirebilir.

En Son Çıkanlar