GÜNÜN YAZILARI

İsmail Türüt’ün klibini kimin yaptığını bile merak edip….

Esas tuhaf olanı ve büyük bir sessizlikle karşılananı Emre Olur’un ifadesinde söylediği “Ankara Siber’de çalışırken Beyaz TV’de” diye devam eden itirafı. Ankara Siber dediği bir şirket değil. Emniyet’in Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı. Beyaz TV’de Melih Gökçek’in oğluna ait bir kanal. Peki nasıl oluyor da o yıllarda 22 yaşında olan genç bir çocuk emniyetin siber biriminde çalışırken, bir televizyon kanalına siber güvenlik uzmanı diye çıkarılıp, sosyal medya mesajları üzerinden insanlar hakkında suçlamalarda bulunabildi? Bu görevi Emre Olur’a kim vermişti? Kim ona bu sahte tweetleri ve hatta bazı özel Whatsapp yazışmalarını servis etmişti?

Milletin tercihi… Hürriyet ekmekten önce gelir…

Üç yıl sonra yapılan seçimde millet, darbecilerin partisine itibar etmedi. Milliyetçi Demokrasi Partisi üçüncü sırada kaldı (yüzde 23.27). “Oy vermeyin” denilen Özal’ın partisi yüzde 45’le birinci parti oldu. Defalarca kanıtlanan sonuç: Seçmen kitlesi, mağdura, hakkı yenene, baskı gören partilere arka çıkıyor. Ekonominin etkilerini yok saydığım için söylemiyorum. Toplumun tek tercih kriterinin ekonomi olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

Otoriterliğe karşı siyasi sertlik ve kararlılık: Evet ama yetmez!

Popülist-otoriter siyasetler duyguları istismar ederek büyüyorlar ve insanlığın önündeki sorunlara çare olma ihtimalleri yok. Fakat demokrasiler neden bu tür siyasi akımlar üretiyor? Popülist-otoriter liderler kitlelere neden cazip geliyor? Bu liderler insanların hangi duygusal-psikolojik ihtiyaçlarını karşılıyor? Demokrasiler, bu sorulara cevap vermeden, yükselen ve kendilerini açıkça tehdit eden otoriter devletleri-liderleri salt siyasi kararlılık ve sertlikle geriletemezler.

İtalyan ruleti

Meloni gibiler çıkıp, o korkulara, sağdan soldan bulduğu sosları ekleyip servis ediyorlar. Bizim hissemize de, kendisine bir siyasi kariyer inşa etmekten başka bir derdi olmayan kifayetsiz muhterislerin yazdığı hikâyelerden dünyanın istikametini tayin etmeye çalışmak filan gibi manasız işler düşüyor. Manasız, çünkü istikametin manası yok, yol bitti.
- Advertisement -

Faydasız ittifak

İttifak “bileşenleri”, HDP’nin Türkiyelileşme siyasetine hizmet etmiyor. Diyalog ve uzlaşma çabalarını öne çıkarmak yerine sert, yargılayıcı, kutuplaştırıcı, buyurgan ve intikamcı bir dile müracaat ediyorlar. İttifakın tanıtım toplantısında bileşen sözcülerinin yaptıkları konuşmalara bakınız; bu konuşmaların HDP hakkındaki kalıpların kırılmasına, HDP’nin bugüne kadar ünsiyet kuramadığı kesimlerle arasında köprüler kurulmasına ve HDP’nin Türkiyelileşmesine bir katkıda bulunduğu söylenebilir mi?

En Son Çıkanlar