GÜNÜN YAZILARI

Demokratik dönüşümün öznesi olarak muhafazakarlar

Erdoğan sonrası dönemin başat aktörü rolüne soyunan bazı gruplar ve kamusal aydınlar, konu muhafazakarlar olduğu zaman dışlayıcı bir retoriği dolaşıma sokma hususunda oldukça istekliler. Aktörlerin birbirlerine aynı göz hizasından baktığı bir çoğulcu zemin olmadan gerçekten de uzun vadeli bir demokratik restorasyon sürecine kapı aralayabilecek miyiz? Ahlaki bir üstencilikle muhafazakar kesimlerden her defasında günah çıkarmalarının beklendiği bir retoriği teşvik etmek, gerçekten de ortaklıklara dayalı bir kamusallığın inşası için samimi bir atmosfer yaratabilecek mi? Hiç sanmıyorum…

İstanbul Sinema Festivali nostaljisi…

Bir Bergman filmi izledikten sonra geceyarısı İstiklâl Caddesine çıktığınızı, yürüdüğünüzü düşünün. Nisan ayında bir gece yarısı. Hava biraz serin olsun. Yanınızda çok sevdiğiniz bir arkadaşınız var mesela. Pek fazla konuşmadan, sadece caddede değil, film ile gerçek hayat arasında bir yerlerde yürüyorsunuz. Sinema hakikaten büyülü bir şeydir, böyle zamanlarda daha da anlaşılır.

Zekâsıyla döven çıtı pıtı dedektifler

Gerçek hayatta öncü polisiye romanlara layık “fiyakalı” cinayetlere, katillere sık rastlanmıyor maalesef! Özel, “şık”, marka bir katile, o “karakter”e sıradan insanî kötülükler ekleyerek, yamayarak ulaşamıyorsun. Asıl maharet, katilden, yani o insandan onu “insan” yapan özelliklerini çıkarmak, eksiltmek. Hannibal Lecter o nedenle göz kamaştıran bir katil. Onu Hannibal yapan “kötü insan” özelliklerinin varlığı değil, insanî özelliklerinin yokluğu.

Hiç!

Hep yalvarmıştı. Ne çok yalvarmıştı! O kapı üzerine kilitlendiği andan itibaren… Kilidi açması, kendisini bırakması için yalvarmıştı. Patron sırıtarak anahtarı masanın üzerine bırakıvermişti. Anahtarı masadan kapıp, kapıya koşabilirdi. Hiç değilse bunu yapabilirdi. Yakalanıp tutulacak, engellenecek olsa bile… ama utanmıştı. Çocukluğundan beri itaatsizlik etmekten, isyankar davranmaktan hep utanmıştı.
- Advertisement -

Yaşasın, bu bayram Suriyelilere izin yok!

4 milyon Suriyeli sığınmacıdan 200 bini bayramlarda Suriye’nin Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerine gidip akrabalarını görüp bayramlaşıyor, evleri barkları olanlar tamir ediyor, bazıları tarlalarını sürüyor. Yıllardır bu sınırlı sayıdaki insanın yaptığı bayram ziyaretini diline dolayanlar hem Suriyelilerin geri dönmesini isteyip, hem de onların Suriye ile zayıflayan bağlarını koparmaya çalıştıklarının farkında bile değiller. Yükselen bu irrasyonel dalganın altında kalmak istemeyen devlet de bu en insani hakkı engelleme karar verdi bu yıl.

En Son Çıkanlar