Bildiğimiz dünyada 2022 ilkbaharında açık ki “dünya barışının baş düşmanı NATO” değil! Savaşı başlatan, komşusu olan ülkeye 190.000 askerle saldıran, ülkeyi işgal ederek binlerce sivili öldüren, milyonlarca kişinin evini terk edip kaçmasına, göçmesine sebep olan, koca şehirleri harabeye çeviren açık ki NATO değil. NATO böyle şeyler yapmaz mı? Elbette yapar ve yapmıştır. Çok daha kötüsünü yapmıştır. Ama 2022 ilkbaharında savaş başlatan, ülke işgal eden, insan öldüren NATO olmamıştır.
Din ve inanç istismarının yol açtığı sonuçları, İslami kesimdeki duyarlı insanlar, bizzat içeriden yaşıyor ve dayanılmaz buluyorlar: “Ama asıl sorunu Türkiye’deki İslamcıların değer üretmemesi, ürettiği kadarını da iktidarı pekiştirmek için kullanmakta hiç sakınca görmemesi olarak özetlemek gerekir.” İslami kesimdeki toplum mühendisliğinin ve din istismarının yol açtığı yozlaşmayı ve anlam kaybını tartışmaya daha yeni başlıyoruz.
Geçen hafta İsrail’in güneyinde İsrail, ABD, Mısır, Fas, BAE ve Bahreyn dışişleri bakanları bir araya geldi. Bu toplantıyı mümkün ve acil kılan iki can yakıcı konu, Ukrayna savaşı ve doğurduğu yeni küresel kutuplaşma ve ABD ile İran arasında nükleer sorunu müzakerelerinin sona yaklaşmasıydı. İsrail ve Körfez ülkeleri ABD'ye şöyle diyor: Madem İran’la yaklaşmakta olan sözleşmeyle bizim güvenlik kaygılarımızı gözardı ediyorsunuz, biz de Ukrayna konusunda Rusya’ya karşı sizinle saf tutmak istemiyoruz. İsrail dahil bütün Arap ülkeleri, Rusya ve Çin gibi baskıcı rejimlerin yönettiği ülkelerin yanında kendilerini daha rahat hissedeceklerdir.
Bu yılın en soğuk 1 Nisan şakasını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Gençlere, sosyal medyadan faydalanırken gerçek hayattan kopmamaları tavsiyesinde bulunan Erdoğan, "Demli bir çay ve aromalı bir kahve eşliğinde yapılan karşılıklı sohbetin getirdiği sosyalleşmeyi asla ihmal etmeyin. Ülkemizi, dünyayı gezmek için şartlarınızı zorlayın" dedi. Bırakın yurt dışına çıkıp bir kafede aromalı kahve içmeyi, karınlarını doğru dürüst doyurmadan yarı aç yatan gençlere bu tavsiyelerde bulunmaktan daha iyi bir 1 Nisan soğuk şakası olmazdı herhalde.
Gerçekten de Türkiye’ye gelen turistler içinde Ortadoğu ülkelerinden gelenler çoğunluğu oluşturuyor. Hepsine toptan “Araplar” dense de içlerinde İranlılar, Kürtler, Türkmenler, Filistinliler gibi değişik milliyetler bulunuyor. Bir de savaşla birlikte turist sıfatıyla gelenler var. Ruslar Putin’den, Ukraynalılar işgalden kaçıp geliyor. Rus ve Ukraynalılara lüks kafelerde, restoranlarda daha çok rastlıyoruz.