Kim kendi hatalarından ya da başkasınınkilerden ders çıkarabilmiştir ki? Kendi hayatınızı gözünüzün önüne getirin! Aynı hatayı tekrar tekrar yaparız. Başkalarının başına gelenleri bildiğimiz halde biz yine de aynı hatayı işler dururuz. Akıllı kişi bininci nasihatin bitmesini beklemeden kendini düzelten kişidir deriz ama öyle akıllı bir kişi vaki midir? O halde tarih neden ders almak için malzeme yapılır?
Her yanından sular fışkıran köyün adı şimdi olmuş Kırkpınar. Mıgırdıç, Anadolulu. Bu toprakların acıları içinde yetişmiş, önemli bir yazar. Güçlü kalemi olan bir aydın. Onun öyküleri, denemeleri, yazıları, bir toplumun, yaşadığımız toprakların görmediğimiz, göremediğimiz gerçekleriyle bizi yüzleştiriyor. O Anadolu’nun sıradan insanlarını anlatırken, Diyarbakır Suriçi’ndeki yandaki Yahudi mahallesini öğrenirken, bir yakın tarih okuması yapıyoruz.
Dün (30 Mart) sabah Çiğdem Toker’in yazısının başlığını okuyanlar (“’Beşli çete’ diyene hapis gelmiyor”) eminim benim gibi “nasıl ya” diye tepki vermişlerdir. Çünkü kaç gündür muhalif gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medya hesaplarında, torba kanundaki “Beşli çete diyene hapis cezası geliyor” kesin bilgisi üzerine yorumlar yapılmaktaydı. Neyse ki kariyeri boyunca ilgi alanının sadece olgusal gerçek olduğunu defalarca kanıtlamış olan bir gazeteci, Çiğdem Toker, birbirimizi daha fazla gaza getirmeden bizi ‘gönüllerin gerçeği’nden alıp ‘gerçek’e taşıdı.
Will Smith Oscar törenindeki sahne performansını delikanlının harman olduğu bizim ülkede icra etse, hatta daha ileri gidip sahnede Chirs Rock’u öldürse iyi halden yararlanıp birkaç yılda çıkar, hapishane çıkışında yüzlerce araçlık konvoyla karşılanırdı.
Kaplan’ın tanımlaması sayesinde, dünyadaki her türlü kötülük, basit formüllerle açıklanabiliyor: Yahudiler, İngilizler ve onların birlikte kurdukları NATO. Türkiye’ye yönelik komploların arkasında da NATO var: “Bütün darbeler NATO tarafından yapılmıştır ve NATO darbeleri laiklik ve irticayı önlemek adına yapılmıştır.”