Derin bir yarılmadan geçti Suriye. Ülkenin yaralarını sarmak ve insanlarının nefes almasını sağlamak için muhalif güçlerin çatışmak yerini konuşmayı tercih etmesi ve birlikte bir geçiş dönemi planlaması yapmasına ihtiyaç var.
Avcıoğlu’nun, İlhan Selçuk’un, Uğur Mumcu’nun ve tanınmış birçok aydının yazarlık yaptığı Yön Dergisi’nde yayımlanan yazılar "Kemalist-Sosyalizm" anlayışını savunuyordu. Baasçılığın ya da benzeri akımların o tarihlerde maddi bir temeli vardı. 1950’lerin sonu, 1960’ların başında, sömürgeciliğe karşı Afrika’da ve Asya’da gelişen milliyetçi ayaklanmalar, devrim ateşini dünyaya yayıyordu. Genç Afrikalıların başını çektiği güçlü bir antiemperyalist akım yeni umutların kapısını açıyordu. Bağımsızlık talebi ve milliyetçilik, bir arada yürüyordu. Lumumbalar, Cemal Abdülnasır’lar, Hafız Esatlar, simgeler haline gelmişlerdi.
Seinfeld hayranları hatırlayacaktır: 4. Sezonun “The Outing” başlıklı 17. bölümünde acemi bir gazetecinin yanlış anlaması sonucu dizinin iki ana karakteri Jerry ve George bir gazete haberinde eşcinsel bir çift olarak duyurulur. Bu noktadan sonra başkalarına eşcinsel olmadıklarını açıklamak çok zor hale gelmiştir. Hassas bir konudur, sözcükleri özenle seçmeye uğraşırlar, her cümlenin sonuna da tedbiren “... not that there's anything wrong with that! ([eşcinsel] olmanın yanlış bir tarafı yok tabi ki)” ifadesini eklerler.
“Dünya Madenciler Günü”nü kutlamak bir yana, eski deyimiyle “idrak etmek” bile şüpheli. Zira ister “maden kazası” olsun, ister deprem, bu ülkede hep “mevzuata uygun facia”. Orman yangınları, seller filan da “hâl ve gidişata uygun”… O “gidişat” ve “mevzuat”, mevzuun bugünkü hâli, işleyişiyle yanına kâr kalanlara da biçilmiş kaftan. Devletlû menfaatlere de gayet uygun. Felâketlerde ölenlerin, mahvolanların “kader”ine de… Yani sağ kalsan bile “sâlim” değilsin.
Adnan Kassar, ailesi Şam'ın tek binicilik kulübü olan Al-Dimas'ı kurmuş, milli bir biniciydi.1993’de Basil Esad’la Suriye’yi temsil ettiği Akdeniz Oyunları’nda tek suçu Basil’den daha iyi bir binici olmaktı. Bir anda kendini bir suikast soruşturmasıyla hapiste buldu. 21 yıl sonra çıkabildi. Raghid Ahmed Al- Tatari Suriye Hava Kuvvetleri’nde jet pilotuydu. 1982 Hama Katliamı’nda şehri bombalama emrine uymayınca hapse atıldı. 40 yıl sonra çıkabildi. Şimdi bu Suriyelilere siz alternatifi daha kötü diyorsunuz. 61 yılın, son 13 yılın ne kadar berbat olduğu malum.
Alternatifin ne olacağı ise belirsiz. Bu bile iyimserlik için yeterli bir neden.