Ortada mazlum bir halk ve mazlum bir ülke var, işgal edilen onların ülkesi. Bazılarımız, siyasi ihtiraslarımızın ötesine geçemeyip, işgalcilerin safına düşebiliyoruz. Avrupa’ya kızanlar “İç işlerimize karışıyorlar, bağımsızlığımızı çiğniyorlar” diyorlardı. Şimdi içlerinden bazıları bir ülkeye tankla tüfekle girilmesine alkış tutabiliyorlar. “Çin ve Rusya’daki otoriter rejimlerin dinamiklerini anlamayan Batılı ülkeler Ukrayna’nın işgaline karşı koyamadılar.
ABD’lilere yıllardır sosyalizmi anlatan Bernie Sanders, Türkiye’de “ya hep ya hiç” demeyen herkese işbirlikçi diyenlerin, her gri alanı “kutsal mücadelenin önündeki engel” olarak görenlerin nasıl “amasız, fakatsız” Rusya’yı kınayamadıklarını, toplumsal uzlaşı ve birliktelik için ortaya atılan helalleşme söylemine karşı çıkarken nasıl kendilerini Putin ile helalleşirken bulduklarını görünce pek de şaşırmazdı.
Etno-kültürel ve siyasal alandaki kutuplaşmalar nedeniyle Türkiye’de kısa vadede geniş tabanlı bir uzlaşmayla yeni bir anayasa yapılması pek olanak dâhilinde görülmüyor. Fazıl Hüsnü Erdem, bu noktada, Türkiye’de kutuplaşmanın ve çatışmaların çözümü için “perakendeci anayasa yapım yönteminin” düşünülebileceğini söylüyor.
İkizler birbirlerinin eksik yönlerini tamamlarlar. Bu yüzden birbirlerine birçok noktayla da bağımlıdırlar. Kendilerini ve kendi benliklerini bulmak için ikizlerini yok ettiklerindeyse aslında bizzat kendilerini ve kendi benliklerini yok ettiklerini anlarlar. Fenerbahçe ile Galatasaray da bu türden ikizlerdir. Bu bakımdan birinin küme düşmesi önce diğer taraftarı delicesine mutlu edecek olsa da sonrasında her ikisinin benliklerinde büyük zedelenmelere ve yaralanmalara yol açacaktır.
Ukrayna krizi, Rusya ve Çin’e, aralarındaki tek gerçek bağ olan Amerikan/NATO karşıtlığını dosta düşmana yeniden ilan etme imkanı veriyor. Ancak bu kriz, haritaların silah zoruyla değişmesine karşı olan Çin’in diplomaside bir ip cambazı mahareti sergilemesini de gerektiriyor. Bu da Rusya’nın ilhak siyaseti, Putin’in tehditkar dış politika söylemi ve sınır komşularına dair emperyal emelleri gibi çetrefil alanlara hiç girmeden konuyu NATO genişlemesine bağlamak demek.