Radikal solcu Melenchon’un NUPES ittifakı adayı solcu sendikacı Rachel Keke, 2022 Fransız seçimlerinde eski spor bakanı rakibini yenerek ülkenin ilk siyah kadın temizlik işçisi milletvekili seçildi. Tarihi zaferinin ardından eski sosyal medya mesajları incelenen Keke’nin 5 sene önce radikal sağcı Le Pen destekçisi, Esad sempatizanı ve homofobik bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıktı. Rachel Keke, eski mesajları nedeniyle özür dilemedi ve kişisel bir dönüşüm yaşadığını anlattı. Keke’nin temizlik işçiliğinden meclise uzanan hikayesi aynı zamanda iptal kültürünün pek de anlamayacağı türden bir ideolojik dönüşümün de özeti.
Nuri Bilge Ceylan belli ki kendini ve kendi hayatını fazlasıyla sorgulamış, en ince detaylarına kadar kafasında kurduğu sahnede durmaksızın yeniden canlandırarak onu sayısız kez yeniden izlemiş biri. Onun sineması aslında kendi hayatının her defasında farklı kişilerle başka mekan ve zamanlarda yeniden çekilmesinden ibaret.
Bir yaşı geçince ömür insana “hayat” eklemiyor, ömrün hazan mevsimleri sana ilkbaharlar vâdetmiyor. Hayatın ölçüsü, o demde ömür, yıl filan değil kalan baharlar. İlki beyhude aritmetik… Elde kalan soru da “Kaç yıl daha yaşarım?” değil her anlamıyla “Kaç bahar daha…”. O hazin sorunun yanıtı bir vakit sonra aritmetik de gerektirmiyor zaten, parmak hesabı. Ki saymayın bence, saydıkça bereketi kaçıyor.
NATO Zirvede ilginç ve çarpıcı değerlendirmelerden birisi Boris Johnson’dan geldi. Johnson’a göre Putin kadın olsaydı böyle bir saldırganlığa kalkışmazdı. Putin, önce kadın olmak ister miydi… Bu konuda hiç duraksamadan cevap verebiliriz. Hayır, o hakiki bir iktidar erkeği. İşgalci, infazcı, tecavüzcü bir askeri harekat yürütüyor.
Bir varmış bir yokmuş. Develer tellâl iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken… Atalarımız zümrüdüankalar yerine, bu amaçla Amerika’dan özel olarak getirttiğimiz ‘turkey bird’lerin, pardon yaban Türkiye hindilerinin sırtına biniyor, İstanbul havaalanının İç Hatlar bölümünden kalkıyor, gak dediklerinde jelibon, guk dediklerinde özel Adana petrolü vererek doğrudan Mekke’ye uçuyorlarmış. Ya, işte, böyle benzersiz bir medeniyetimiz ve uçsuz bucaksız bir imparatorluğumuz varmış.